Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

HAVES 12. Hikâye, roman, tiyatro, ani, fikra gibi birçok edebi türde eser veren Refik Halit Karay (1888-1965), güçlü gözlem yete

HAVES
12. Hikâye, roman, tiyatro, ani, fikra gibi birçok edebi
türde eser veren Refik Halit Karay (1888-1965),
güçlü gözlem yeteneği ve kendine özgü üslubuyla
Türk edebiyatında olay hikâyeciliğinin önde gelen
temsilcilerinden biri olmuştur. Anadolu'yu konu

HAVES 12. Hikâye, roman, tiyatro, ani, fikra gibi birçok edebi türde eser veren Refik Halit Karay (1888-1965), güçlü gözlem yeteneği ve kendine özgü üslubuyla Türk edebiyatında olay hikâyeciliğinin önde gelen temsilcilerinden biri olmuştur. Anadolu'yu konu edi- nen hikâyelerin yanı sıra Orta Doğu insanının töre ve yaşamını anlattığı, dış dünyada olup bitenleri merkeze alan hikâyeler de yazmıştır. Gurbet tema- sını öykülerinde başarı ile işlemiştir. Bu bilgilere göre aşağıdaki metinlerden hangisi- nin Refik Halit Karay'a ait olduğu söylenemez? A) Kasabanın her tarafından gelen elleri sepetli, sırtları zembilli, karnı acıkmış, aceleci bir halk, önüne gelen tezgâha eğilerek rast geldiği balığı kavrayıp koklayarak her dükkândan fiyat sorarak uzun uzun dolaşıyordu. B) Tokmakların derin gümbürtülerle kalkıp indiği di- bek taşları önünde kızlar buğday dövüyor, çeş- me başında kadınlar ta yarı yola kadar bakraçlar, çuvallar, tekneler yaymış, bulgur yıkıyor, güneşli meydancıklarda çorap ören ihtiyarlar serili tane- leri bekliyordu. C) Neredesin? Ben bir çukurdayım, yok hayır odam- dayım. Hani bilirsin her tarafı kelimelerle çevrili odamda. Içimde hep sen, hep başkaları. Ben di- yorum başkaları olmadan, başkalarına tutunma- dan, ben benimle böyle yapayalnız dışarı adım atamam. D) Halep'te güneş, taş duvarlı ak sokakların cen- deresine tıkandığı için bir nevi ışık dumanıdır. Duman gibi fazla koyu, boğucu, âdeta isli, göz yumdurucu ve şaşırtıcıdır. E) Şimdi onun da kuşaklı entarisi, ceketi, takkesi vardı. Saçlarının ortası, el ayası kadar sıfır ma- kine ile kesilmiş, alnına perçemler uzatılmıştı. Gurbette deri gibi sert, yayvan tandır ekmeğine de alışmıştı.