"I ve üze- ren- şey sal, kte; gibi 5. (1) Eski yemliklerini görünce ihtiyar koçların sevinçten göz- leri sulanıyor; kuzular, yol
"I ve üze- ren- şey sal, kte; gibi 5. (1) Eski yemliklerini görünce ihtiyar koçların sevinçten göz- leri sulanıyor; kuzular, yolda doğup da çiftliği hiç görmemiş olanlar, şaşkın şaşkın etraflarına bakınıyorlardı. (II) Fakat en dokunaklısı köpeklerin hâliydi; o sürünün etrafında hari haril koşup duran ve çiftlikte gözleri sürüden başka bir görmeyen babacan çoban köpekleri... (III) Evin köpeği, kulübesinden istediği kadar kendilerini çağırsın; kuyunun ağzına kadar soğuk su ile dolu kovası istediği kadar onlara işaret etsin faydası yok! (IV) Onlar, sürü ağıla girmedikçe, küçük çit kapısının sürgüsü sürülmedikçe ve çobanlar alçak tavanlı sofada masa başına oturmadıkça hiçbir şeye kulak asmıyorlar. (V) Ancak o zaman kulübelerine girmeye razı oluyorlar ve kemiklerini yalayıp yutarken çiftlik arka- daşlarına yukarıda, dağ başında, o kurtların dolaştığı ve ağızlarına kadar çiy ile dolu kıpkırmızı, koskocaman yük- sük otlarının bulunduğu karanlık diyarda neler yaptıklarını anlatıyorlar. Fa- ju Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde kişi- sel bir yoruma yer verilmemiştir? AI B) II C111 Dtly E) V