Ibrahim Zeyd Gerçik'in Istanbul: Medeniyetlerin Başkenti adlı kitabı, kısa sürede İstanbul'un hassas noktalarını öğrenmek için o
Ibrahim Zeyd Gerçik'in Istanbul: Medeniyetlerin Başkenti adlı kitabı, kısa sürede İstanbul'un hassas noktalarını öğrenmek için oldukça ideal metinler içeriyor. Yazar, nostaljik bir belgesel tadında ama şiirsel bir dille adımlıyor İstanbul'u. Evlerden, mahallelerden, hayvanlara ve çevreye gösterilen özenden bahsediyor. medreseleri, külliyeleri, tekkeleri, türbeleri, mezarlıkları Camileri, unutmuyor. Bu ahşap evler, sürekli yaşayan bir yapıya sahip. Esnek olduğu için aile nüfusuna göre şekil alabiliyor. Bahçesiyle iç açarken yazın ve kışın sağladığı Isi dengesiyle sağlığı da koruyor. Erivan Kalesi'ni Osmanlılara savaşmadan teslim ettiği için Sultan IV. Murat tarafından kendisine boğazdaki bir bölge verilmiş, o bölgeye de halk zamanla Emirgan demiştir. İstanbul, yalnız Emirgan gibi yeşili bol ve denizle iç içe yerlerden oluşmuyor elbette. Tarihi eserleriyle ve mezarlarıyla daima yaşayan bir şehir özelliği taşıyor. Eskiden mezarlıklar evlerimize, dolayısıyla bize daha yakındı. mezarlıklar bizden, biz mezarlıklardan uzaklaştık. Bu rızasız uzaklaşma, peşinden dünyaya daha çok bağlanmayı ve ölümü unutturmayı da getirdi. Artık 7. ‒‒‒‒ --== Aşağıdakilerden hangisi bu parçada boş bırakılan yerlere getirilebilecek cümlelerden biri değildir? A) Yazarın, "boğazın yeşil tacı" olarak anlattığı Emirgan, ismini Emirgune Han'dan alıyor. B) Yazar, üslubuyla Bosna'dan Şam'a kadar tesir etmiş olan İstanbul'un ahşap evlerine özel bir sayfa açıyor. Şiirsel anlatımıyla ve içindeki siyah beyaz fotoğraflarıyla okuyanı hem düşündüren hem de hüzünlendiren bir kitap. D) Yürürken eski yazılı, tuğralı bir mezar taşına rastlar; adını sanını bilmediğimiz o zata bir Fatiha okurduk. 8. E) Tüm bunları yaparken düşüncesinden tarihî mirası asla çıkarmıyor. A: a A