İçinde eskitme ahşap mobilyalar, taş motifli duvarlarına yaslan- mış üzeri beyaz çarşaflarla örtülü resimler, ortasında bu kadın
İçinde eskitme ahşap mobilyalar, taş motifli duvarlarına yaslan- mış üzeri beyaz çarşaflarla örtülü resimler, ortasında bu kadın portresi taslağı duran salonun sanatsal sessizliğini öfkeli bir gök gürültüsü deldi. Bu sıra yaz yağmurları sıktı. Hemen her sefer arkasından bir gökkuşağı çizip mutlu oluyordu ressam. Ancak bu kez camda birbiriyle kaynaşıp ayrılarak süzülen yağmur damlaları özgeydi, bir acayipliği, bir olmazlığı haber ediyordu. Damlalar bir Karayip flamingosu, ekvatoral bir gün batımı ya- hut bildiğin pamuk şeker kadar pembeydi. Yağmur. Pembeydi. Ayağa kalkıp cama yaslandı. Evler, arabalar, kaldırımlar pembe- ye boyanmış, pembe sular çatılardan kaldırımlara damlıyordu. Yağmura yakalanan insan kalabalığından şaşkınlığını soyun- mayı becerenler çığlık atıp üzerindeki pembe damlaları seri el hareketleriyle siliyor ve evlerine doğru koşuyordu. Rögar ka- paklarından taşıp yol kenarlarındaki asfalt girintilerinden akan pembe çamur süratle peşlerindeydi. Bu parçada aşağıdaki anlatım tekniklerinin hangisi ağır basmaktadır? A) Tartışma B) Açıklama C) Betimleme D) Tanımlama E) Öyküleme c