is or A Türkçe 30. Hayatlarında hiç fil görmemiş altı kişiyi karanlık bir oda- daki filin yanina getirirler. Her birisini filin

is or A Türkçe 30. Hayatlarında hiç fil görmemiş altı kişiyi karanlık bir oda- daki filin yanina getirirler. Her birisini filin farklı bir yerine götürürler ve onlardan, elleriyle fili tutmalarını isterler. Son- ra da tuttuklan bu şeyin "neye benzediğini" tarif etmele rini söylerler. Adamlardan ilki, filin kuyruğunu tutmuştur ve şöyle söyler: "Fil bir halata benziyor." Bir diğeri, filin hortumunu tutmuştur ve şöyle söyler: "Fil, iri bir yılana benziyor. Üçüncüsü, filin dişlerini tutmuştur ve şunlan söyler: "Fil, bir mızrağa benziyor." Hepsi, filin farklı bir özelliğini dile getirmişler. Zihinlerinde filin bütünsel bir res- mi olmadığı için, elleriyle deneyimlediklen şeyin "ne ol- duğu konusunda hiçbir fikirleri bulunmuyormuş. İşte biz de evreni ve hayatımızı bu şekilde, adamlann fil tarifleri gibi eksik, hatalı ve gerçek şeklinden ziyade, kendi algi- ladığımız şeylere benzeterek anlama tarif etmeye çalışıyoruz. Eğer zihnimizde filin bir resmi ve bir şablonu olursa o zaman deneyimlerimizle elde ettiğimiz verileri, beynimizdeki doğru verilerle eşleştirebiliriz. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A Hayatımız boyunca karşımıza çıkan bütün olaylann vazgeçilmez olduğunu ve her olayın yaşantımızda bir yeri, önemi ve anlamı bulunduğunu bilmeliyiz. Yaşamın sırrına ermek için insanın duyu organla- rindan uzaklaşıp zihinsel yolculuğunu güçlendir- mesi ve başkalarından etkilenmesini azaltması ge- rekmektedir. Deneyimleri sonucu var olan insan, ön yargılardan ve yönlendirmelerden kurtulmadan özgür bir zih- ne ve yaşama sahip olamaz. Bir bütünü kavramanın yolu o bütüne tek bir bakış açısıyla bakmamaktan geçer. Tecrübeler sayesinde zihnimizdeki algılanı kontrol etsek de başkalan ile koordineli olmayı beceremez- sek hayat karşısında zor anlar yaşayabiliriz.