Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

Jeante kur- On'un siyle akints undan al. ir 2 n HARPAGON Duydunuz, duydunuz. HARPAGON :Bir şeyler duydunuz işte, anlamaz mıyım b

Jeante
kur-
On'un
siyle
akints
undan
al.
ir
2
n
HARPAGON Duydunuz, duydunuz.
HARPAGON :Bir şeyler duydunuz işte, anlamaz mıyım ben? Kendi kendime diyordum ki, para bul-
ELISE
mak ne zor şey bugünkü günde. Ne mutlu diyordum, evinde on bin altını olana!
Raha

Jeante kur- On'un siyle akints undan al. ir 2 n HARPAGON Duydunuz, duydunuz. HARPAGON :Bir şeyler duydunuz işte, anlamaz mıyım ben? Kendi kendime diyordum ki, para bul- ELISE mak ne zor şey bugünkü günde. Ne mutlu diyordum, evinde on bin altını olana! Rahatsız ederiz diye yaklaşmıyorduk. CLEANTE HARPAGON CLEANTE HARPAGON CLEANTE HARPAGON Ben söyleyeyim de içim rahat etsin. Olur ki ağzımdan çıkanı yanlış anlar, on bin altınım var sanmaya kalkarsınız. :Biz sizin işlerinize karışmayız. :Ah, keşke olsa, on bin altınım olsa! Nerede! :Benim bildiğim... :Neler yapardım on bin altınla. :Böyle şeyler bizi... ELISE HARPAGON :Paraya öyle ihtiyacım var ki bugünlerde. :Benim bildiğim... Öyle işime yarardı ki... :Ama siz de biraz... :Olsa, hiç böyle yakınır mıydım halimden, zamanlar kötü der miydim? :Aman baba, yakınacak halde de değilsiniz, Allaha şükür. Herkes biliyor bir hayli para- nız olduğunu. CLEANTE HARPAGON ELISE HARPAGON CLEANTE HARPAGON ELISE HARPAGON CLEANTE HARPAGON CLEANTE HARPAGON :Aman etmeyin baba, duymadık. HARPAGON ELISE HARPAGON CLEANTE HARPAGON ELISE HARPAGON TIYATRO :Ne miymiş? Gezmeye çıkarken giydiğin o cafcaflı kılık nedir? Dün kız kardeşinin giyi- nişine çatıyordum; ama seninki beterin beteri. Allahın gücüne gider, insanın başına bela getirir bu kadar süslenmek. O kılığında biri seni tepeden tirnaga soysa, dükkân sahibi olur da işletir! Yüz kere söyledim sana oğlum; hiç beğenmiyorum senin gidişatını. O marki hallerin yok mu, korkunç! Aklını kaçıracaksın markilere benzeyeyim diye. Neyle düzülür o giyim kuşam? Bir şeylerimi aşırıyorsun elbet. CLEANTE :Sizin neyinizi aşırabilir insan? HARPAGON :Ne bileyim ben? Nereden alıyorsun o üstüne başına harcadığın paraları? (...) :Neyse bırakalım bunları da bir başka şeyden konuşalım. Ne o? Birbirine göz ediyor bunlar. Kesemi aşıracaklar galiba. ELISE :Nasıl? Bir hayli param varmış ha? Yalan söylemiş bunu söyleyen. Bundan büyüğü ola- maz yalanın. Namussuz, rezil herifler bu lafı çıkaranlar! :Aman, öfkelenmeyin baba. :Olur şey değil: Kendi evlatlarım kuyumu kazıyor, düşmanım oluyorlar benim. :Paranız olduğunu söylemek, düşmanınız olmak mı demektir? :Elbette! Bir yandan bu laflar, bir yandan da sizin sokağa attığınız paralar yüzünden günün birinde gelip gırtlağımı kesecekler benim, üstüm başım para dolu diye. :Benim sokağa attığım paralar da neymiş? :Kardeşimle pazarlık ediyoruz, hangimiz önce konuşsun diye. Bir diyeceğimiz var size, ikimizin de. :Benim de bir diyeceğim var ikinize. :Bizim sizinle konuşmak istediğimiz mesele... Evlenme meselesi. :Benim de sizinle konuşmak istediğim o: Evlenme meselesi. :Eyvah! :Eyvah ne oluyor? Evlenme sözü mü ürkütüyor seni kızım, yoksa evlenmenin kendisi mi? :Evlenme ikimizi de ürkütür tabii siz söyleyince. Kim bilir nedir sizin düşündüğünüz evlenme! Kararınız bizim duygularımıza uymaz korkarım.