K. Birtakım doğruların gizlenmesi gerektiğini ileri sürmek eski kibarlık, asillik aristokrat düşüncenin bir kalintisi dir. Bir y
K. Birtakım doğruların gizlenmesi gerektiğini ileri sürmek eski kibarlık, asillik aristokrat düşüncenin bir kalintisi dir. Bir yanda büyükler, kibarlar, damarlarında mavi kan akanlar var, onlar doğruları bilirler, onların bilmesinden bir kötülük gelmez ama küçüklere, kibar olmayanlara, kölelere sakın açmayın! Öyledir kişioğlu. Kendisi için ille birtakım ayrıcalıklar ister. Eski acunun kibarlığı, aristok- ratlığı yıkıldı ama onun yerine aydınlar türedi L. Bir kişi olarak ilk ödevimiz, yalan olduğunu anladığımız düşüncelerden benzerlerimizi yani bütün kişileri kurtar- maya çalışmaktır. "Ben bunun yalan olduğunu biliyo rum, ben buna inanmıyorum, ama kamunun bu bağlar altında kalması, onun anlamaması daha iyi olur." diyen kimse, öğrendiği anladığı doğrulara layık olmayan kim- sedir. İnandığı bir şey yoktur onun. Bir şeyin ne doğru olduğunu düşünür ne de yalan olduğunu. Ancak kendi- sini düşünür, büyük görmek için bir yol arar. M. Her doğruyu söylemeye gelmezmiş, birtakım doğruları yaymamak, çokluktan, kamudan gizlemek gerekmiş. Peki ama, bir doğruyu söylemek, gizlemek, yayılmasını önlemeğe çalışmak o doğrunun yerinde duran yalanı sürdürmek demektir. Yalanın yalan olduğunu bilerek sürmesine bırakmaya hakkınız var mıdır? Bu yalanlar kutsalmış, onlara dokunmaya gelmezmiş. Bir şeyin yalan olduğunu anladık mi kutsallığına inanmıyoruz demektir; bunun için "kutsal yalan" sözü bir şeyin hem köşeli hem de yuvarlak, hem katı hem de biçimsiz oldu- ğunu söylemek gibi bir saçmadır. Ama duygularını birer düşünce saymaktan çekinmeyenler böyle saçmalarla kolayca bağdaşabiliyor. N. Her doğru söylenebilir, her doğru söylenmelidir, yoksa çevremizi aldatıyoruz, çevremize yalan yayıyoruz de- mektir. (5,6 ve 7. Soruları yukarıdaki metne göre ce- vaplayınız.) 5. Bölümleri karışık olarak verilen bu metnin son paragrafı hangi harfle gösterilen parçadır? AK B) L CM D) N