Kadim Bir Mesele O atın üstünde sen olmasan bu kadar dağılmazdık Resim sensin, çerçeve sensin, sanat sensin Aklımı bir taburenin
Kadim Bir Mesele O atın üstünde sen olmasan bu kadar dağılmazdık Resim sensin, çerçeve sensin, sanat sensin Aklımı bir taburenin en ucuna oturtup Dokuz rüyalık meseleyi anlattırıyorsun Kapalı kapıları ıssız bir tarlanın ortasında Bana getirdiğin zamanı hatırla Bin kere çalsam belki yine açılmazdı Parmakların bir tüy gibi değdi sadece Hangi tanrı çalabilirdi Kapı önce açılmak oldu Mahallenin ortasında minik bir yangin Seninle konuşmaya kalktı Ateş ateşi harladı Kimse yanmazdı bu hadiseden O kadar çok ölmüşüm ki yakışmaz dedim Once yangını kucakladım Öyle güzel dolandı ki ayağıma Göğsümde uçuş uçuş saçların Getir şu çakaralmazı diye bağırtı yükseldi yüzümde Böyle kadim ve güzelken sen Kendime aksamadan yürümeyi yakıştıramadım Pencereleri döven rüzgâr sesleri Pencereleri döven kanat sesleri Sanki sende biri kitaplar unutmuş Kalktım yine çarmıh vakti Sana şiir yazdım Kimse kimseyi yalnız bırakmadı bu sefer Iğne iplik seni kavimlerin gönlüne işledim Bir kurdu, kuzuyu taklit ederken gördüm Kuzu başı okşamış ellerin Hafif aksak bu mesele ama kadim Kirli elli üç liradan sıyrılmam lazım