Kadızâde-i Rûmî, büyük bir İslam ve fen âlimiydi. Dedesi, Murat Hüdavendigar Devri ulemasından Kadı Mahmut Efendi'dir. Dedesinin
Kadızâde-i Rûmî, büyük bir İslam ve fen âlimiydi. Dedesi, Murat Hüdavendigar Devri ulemasından Kadı Mahmut Efendi'dir. Dedesinin sahip olduğu Kadı sıfatından dolayı bu zat, Kadızâde olarak tanınmıştır. Kadızâde-i Rûmî, ilme çok heves eder ve her firsatta bilgisini artırmak için gayret gösterirdi. Bursa'da tahsilini tamamladıktan sonra yirmili yaşlarda Semerkant'a gitmek istemişti. Ailesi onun- bu karşı çıksa da Kadızâde-i Rûmî'nin ablası, kardeşinin ilim öğrenmeye karşı ---- hevesi biliyordu. Nitekim sahip olduğu altın ve gümüş türünden bütün ziynet eşyalarını kardeşine vererek onun Semerkant'a gitmesini ---- Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) Nedense talebine gördüğü- istemişur alebine B) Hâlbuki arzusuna - bildiği hoşgörmüştür C) Neticede düşüncesine-hissettiği neden olmuştur D) Nitekim - ikkine - duyduğu - sağlamaştır E) Böylece tespitine anladığı yerinde bulmuştu L UcDöd