Kemal Tahir, 1967 yılında onuncu romanı Devlet Ana'yı yayımladığında, ortaya attığı tezlerle Türk edebiyat tarihinde o güne dek
Kemal Tahir, 1967 yılında onuncu romanı Devlet Ana'yı yayımladığında, ortaya attığı tezlerle Türk edebiyat tarihinde o güne dek görülmemiş bir tartış- ma başlattı. Devlet Ana, bir eleştirmene göre kurgu, anlatım ve içerik bakımından hiçbir yenilik getirmeyen kötü bir romanken, bir diğerine göre önceki romanları kese kâğıdı seviyesine indiren muhteşem bir eserdi. Kemal Tahir, bu romanında Selçuklu İmparatorluğu' nun çöküşünün getirdiği kargaşa ortamında küçük bir Türk aşiretinin Anadolu topraklarının parçalanmama- si için verdiği mücadeleyi tarihi kişiler ve olaylarla, macera romanlarını andıran bir üslupla kaleme almış- tı. İşte tartışma bu noktada, sosyal, dini ve siyasal ay- rılıklara karşın Osmanlı'nın bütünleyiciliğinin, kişilerin son derece erdemli anlatılmasının gerçeklere uyma- dığı konusunda ortaya çıkmıştı. Buna karşılık olarak Kemal Tahir ise, "Ben Devlet Ana'da, herhangi bir topluma onur verecek bir tarihimiz olduğunu, buna lâyık insan birikimine sahip olduğumuzu göstermek istedim. Anadolu insanının taşıdığı potansiyele duy- duğum sonsuz saygıyı dile getirdim. Bunu kabul et- meyenler, elli yıllık bir tarihle var olunabilir, yaşana- bilir sananlardır." demiştir. 78. Bu parçaya göre, Devlet Ana'ya yöneltilen olum- suz eleştirilerin özünü aşağıdakilerden hangisi oluşturmaktadır? A) Macera romanı üslubuyla yazılmış olması B) Gerçek tarihi kişilerin roman kahramanı gibi ak- tarılması Bir imparatorluğun çöküşü gibi olumsuz bir duru- mu konu edinmesi D Çok uzun bir dönemin ele alınması O dönemde yaşanan olayların ve sözü edilen ki- şilerin olduğundan farklı gösterilmesi