Kendini günün sahibi sanan Oltacı Miran, iskele başına geldi- ğinde midye ayıklayan iki köylüsüne selâm verdi, durdu ve elindeki
Kendini günün sahibi sanan Oltacı Miran, iskele başına geldi- ğinde midye ayıklayan iki köylüsüne selâm verdi, durdu ve elindekileri yere bırakmadan öylece iskeleye bakmaya başla- dı. Deniz, iskelenin seri çakılmış kalın çam kütük kazıkları arasına hapsedilmiş bir tutsağı andırıyordu. Kıyıdaki akasya ağaçlarından birine ters çevrilerek yaslandırılmış, yer yer boyalı, kalafatsız macunu yarım yamalak vurulmuş bir sanda- la doğru yürümeye başladığında belki bir çağanozun kayalar üzerindeki yürüyüşünden, belki de hafif esen yelle denizin kıyıya vurmasından çıkan sesten olacak, bir kelebek renkli kanatlarını açarak ürkekçe havalanıp uçtu ve küçük sandalın dayandığı akasya ağacının en kalın dalına kondu. Sandalın yanına kadar geldi ve her günkü olağan işine başlarken ürkek kelebek konduğu yerden uçtu. Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi ağır basmaktadır? A) Mizahi B) Tartışmacı D) Düşsel C) Öyküleyici E) Betimleyici