Kimi okurlar, eleştirmenler nedense yaşam ğiyle roman ya da genel olarak yazın gerçeği ara- sında tutarsızlıklar bulup çıkarmayı
Kimi okurlar, eleştirmenler nedense yaşam ğiyle roman ya da genel olarak yazın gerçeği ara- sında tutarsızlıklar bulup çıkarmayı pek seviyor. Ya- şam gerçeği diye, belirli, tanımlanmış bir gerçek ol- madığı gibi, yazın gerçeği diye her zaman ve herkes için geçerli, donmuş bir gerçek de yoktur. Yaşam- da da yazında da bugün var olan, biraz sonra deği- şecektir. Romancılar da bu değişen gerçeği gözle- meye, anlamaya çalışırlar; özümsediklerini yazarlar. Ben de öyle yapıyorum. Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Eleştirinin bir işlevi de romanların gerçeğe uy- gun olup olmadığını ortaya koymaktır. B) Romanda, anlamı kişiden kişiye değişen kav- ramların kullanılması, anlama güçlüğü yaratır. C) Gerçek okur, okuduğu bir romanı bir eleştirmen gibi belirli ölçütlere uyarak yorumlar. D) Yaşamdaki çelişkileri, tutarsızlıkları romanında yansıtma, romancının baş görevi olmalıdır. E) Romancı, yaşanılan gerçekleri kendi iç dünya- sında işleyip yeniden yorumlayarak yansıtır. BAŞAT TYT TÜRKÇE DENEME (3 dük