Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

Kişinin yazı tanık olduğu bazı olayları veya durumları, sonradan izlenimlerine dayanarak anlattığı türüne anı veya hatıra denir.

Kişinin
yazı
tanık olduğu bazı olayları veya durumları, sonradan izlenimlerine dayanarak anlattığı
türüne anı veya hatıra denir. Anılarda anlatılan olaylar yaşanmakta olan konulardan ziyade
yaşanmış olaylardan oluşur.
Bu açıklamaya göre aşağıdakilerden han

Kişinin yazı tanık olduğu bazı olayları veya durumları, sonradan izlenimlerine dayanarak anlattığı türüne anı veya hatıra denir. Anılarda anlatılan olaylar yaşanmakta olan konulardan ziyade yaşanmış olaylardan oluşur. Bu açıklamaya göre aşağıdakilerden hangisi anı türünden alınmıştır? TEST-1 A) 15 Mayıs 1987'de Ankara'da doğdum. Bir yaşıma geldiğimde babamın işi gereği Ankara'dan Denizli'ye taşındık. Hayatımın ilk 5 yılını burada babam Mustafa Bey ve annem Fatma Hanım sinde kardeşim Emir dünyaya geldi ve böylece sıkıcı yalnızlığım sona erdi. ile birlikte geçirdim. Sonrasında gelen tayin haberi ile birlikte Tokat'a taşındık. Birkaç ay içeri- B) Bundan üç yıl önce sıcak bir ağustos akşamında birkaç yazar dostumla Beyoğlu pastanelerin- den birine kapağı attık. Pastaneleri, sinemalar izledi. Sinema çıkışlarında kahvelerde oturduk. Gece, geç saatlerde bir yaşamı yarıda bırakmanın yıkımıyla evlerimize döndük. Sanki sanatçı olmak için Beyoğlu'na gelmek, o kahvelerdeki küçük kalabalıklara sanatçı kişiliğini onaylat- mak gerekiyordu. C) Bugün üstad Necip Fazıl'ı Mola Oteli'nde ziyaret ettik. Büyük Doğu'yu son beş sayı çıkarıp kapayışından sonra arkadaşlar Akif, Erdem, Rasim onunla ilk kez karşılaşıyorlar. Alaeddin ve Mehmet de var. Üstad: Büyük Doğu son çıkışında en parlak dönemini yaşadı. Kapanmasında çeşitli nedenler oldu. Ama en büyük amil siz oldunuz, dedi. Otelin ilk katında, lobideyiz. Üstad sakin, yu- muşak ve yalnız. Saat 18'de beni Akabeden aradığında, Arkadaşlara da haber ver, gelsinler, son bir görüşme yapalım, dedi. D) Öğle üzeri fakülteye gittim. Doğru Ömer'in odasına girdim. Bitap yatıyordu. Elini elime aldım. Ter içindeydi. Burnunun delikleri kararmış gibiydi. Nefesi de intizamsızdı. Hizmetçi kadınlara sordum. Gece çok sayıklamış, "Burası hastane değil, tımarhane... Ben Canip'e gideceğim!" demiş. Dalgındı, "Ömer! Ömer!" diye seslendim. Gayet fersiz gözlerle bana baktı: "Tanıdın mı?"