konuşurken gözlerinden Yaşlar akıyordu: Belirtili zincir leme varmi Belirtili Memleketin, devletin bekaası senin elinde... dedi.
konuşurken gözlerinden Yaşlar akıyordu: Belirtili zincir leme varmi Belirtili Memleketin, devletin bekaası senin elinde... dedi. Kraliçe şaştı: Nasıl, haşmetmeap?.. Hemen bir veliahtçik doğursan, hanedanım çökme- yecek... Fakat bu sizin... Hayır, senin elinde... - Fakat, şey... Kral kalktı. Kraliçenin gür kumral dağınık saçlarını titrek elleriyle kaldırdı. Minimini pembe kulağına öpecek gibi Belic- yaklaştı . Başvekilin kendi kulağına fısıldadıklarını yavaşça tektarladı. Söylediğini Allah'la kraliçeden başka kimse duy- madı. Belirtili Ah, mümkün değil, mümkün değil... Fakat... Beni öldürünüz, başka bir prenses alınız. Fakat... Hayır, mümkün değil, yapamam. Ölmek bence da- ha hayırlı... Masum kraliçe kendi gözyaşlarıyla baştan aşağı banyo etti. O kadar şiddetli ağlıyordu ki... Islanan tül gömleği pem- be vücuduna yapıştı, bir buhar gibi kayboldu. İhtiyar kral ona teselli veriyor, devletin yüksek menfaati için fedakârlık- ta bulunmasının yüceliğini anlata anlata bitiremiyordu. So- nunda gözlerindeki yaşlar bitince kraliçe istenilen feda- kârlığa razı oldu. Önünde diz çökmüş yalvaran kocasmini elmasli tacını okşadı, Kalkınız! Devlet uğruna her şey feda... dedi.