kten Çerviakov utandı, alik alık sırıttı. Sonra da sahneye bakmaya başladı. Oyunu tüm dikkatiyle izliyor, ama artık oyundan zevk
kten Çerviakov utandı, alik alık sırıttı. Sonra da sahneye bakmaya başladı. Oyunu tüm dikkatiyle izliyor, ama artık oyundan zevk almıyordu. İçini bir kurt kemirmeye başlamıştı. Perde arasında Brizjalov'un yanına sokuldu. Yanından şöyle bir yürüdü, çekingenliğini yenerek, "Efendim, üstünüzü... Şey... Bağış- layın! Oysa ben... Böyle olmasını istemezdim.." General öfkelenerek, "Yeter artık! Ben onu çoktan unuttum, oysa siz. â- ta ir Çerviakov General'e kuşkuyla bakarak, "Unutmuş! Ama gözleri sinsi sinsi parlıyor, benimle konuşmak bile istemiyor! Aksırmanın çok doğal bir şey olduğunu söylemeliydim ona. Yoksa kasten tükürdüğümü sanabilir. Şimdi değilse bile sonradan böyle gelir aklına. Oysa hiç istemeden oldu." diye düşündü. Çerviakov eve gelir gelmez, yaptığı kabalığı karısına anlattı. Ancak karısı, görünüşe bakılırsa bu işe gereken önemi vermemişti. Başlangıçta biraz korktuysa da generalin başka bir bakanlıktan olduğunu öğrenince pek umursamadı. 7 5 "Yine de gidip özür dilesen iyi olur," dedi."Toplumda nasıl davranılacağını bilmediğini zannedebi- lir." “Ben de bunun için çabaladım durdum. Ondan birkaç kez özür diledim. Ama o çok tuhaf davrandı, beni yatıştıracak tek söz söylemedi. Hoş, konuşacak pek vakti de yoktu ya." Ertesi sabah Çerviakov güzelce tıraş oldu, yeni üniformasını giydi. Brizjalov'u makamında gör- meye gitti . Kabul odasına girdiğinde onun orada toplanan ve istekleri olan birçok kişiyi dinlediğini gördü. General önce gelenlerle konuşuyor, onların isteklerini dinliyordu. Sıra Çerviakov'a gelince Ge- neral gözlerini ona çevirdi ve dinlemeye başladı.