KÜ - A ir n r i 7 PENSAN TRIE 1 23. Harfler, Galip'in yıllardır bilip de unutmak istediği, hatırlayıp da hatırlamadığını sandığı
KÜ - A ir n r i 7 PENSAN TRIE 1 23. Harfler, Galip'in yıllardır bilip de unutmak istediği, hatırlayıp da hatırlamadığını sandığı, öğrenip de bilmediği bir gerçe- ği, sonraları kaleme almak istediği zaman, bambaşka keli- melerle hatırlayabileceği bir esrarı gösteriyordu. Ama onla- rı hiçbir şüpheye yer bırakmayacak bir kesinlikte yüzünde okur okumaz, her şeyin basit ve anlaşılır olduğunu da dü- şünmüştü; gördüğü şeyi bildiğini, şaşırmaması gerektiğini düşündüğü gibi. Belki de sonraları "dehşet" diyeceği şey bu basit ve açık gerçeğin şaşırtıcılığıydı, aklın olağanüstü bir ışıldamayla masanın üzerindeki ince belli bir çay fincanını inanılmayacak bir nesne gibi algılayabildiği zamanlarda gö- zün aynı fincanı eskiden olduğu gibi görebilmesindeki ürkü- tücü yan gibi. Orhan Pamuk'un Kara Kitap adlı eserinden alınan bu paragraf göz önünde bulundurulursa aşağıdakilerden hangisi, bu sanatçıyla aynı edebî anlayışta eserler kale- me alan sanatçıların ortak özelliği olamaz? A) Romanda içe dönüklük esastır; bireyin iç dünyasına, ruhuna, bilinçaltına eğilme amaçlanır. B) Romancı, gerçeğin dış dünyada değil, insanın iç dün- yasında saklı olduğuna inanır ve toplumsal olana değil, psikolojik olana yönelir. C) Öykülemede diyalog ve hikâye etme yerine bilinç akışı- ni kullanır. D) Olay örgüsü, estetik kaygıyla ve insana özgü bir ger- çekliği ifade etmek üzere düzenlenir. E) Soyut gerçeklikten olabildiğince kaçarlar sadece somut gerçekliği işlerler hem de imgelerle süslerler.