Latin Amerika edebiyatı denilince akla büyülü gerçekçiliğin gelmesi sık karşılaşılan bir durum. 1960'li yıllardan itibaren en ön
Latin Amerika edebiyatı denilince akla büyülü gerçekçiliğin gelmesi sık karşılaşılan bir durum. 1960'li yıllardan itibaren en önemli eserlerini yayımlamaya başlayan Marquez, Llo- sa, Cortazar ve Fuentes'in oluşturduğu fırtına, uzun zaman Latin Amerika edebiyatının sürükleyicisi oldu. Daha sonra "El Boom" olarak adlandırılacak bu edebî hareketle birlikte Latin Amerika edebiyatı önemli bir atılıma geçti. Toplumsal gerçeklikle kurulan bağı yeniden tanımlayan, olağanüstü durumları günlük olaylarmışçasına anlatan, zaten akıl al- maz bir gerçekliğin içinde yaşamını sürdüren Latin Ame- rika halklarının tarihsel travmalarını sayfalara taşıyan bu yazarlar, kendi topraklarının hikâyelerinin dünya edebiya- tinda ses bulmasını sağladılar. El Boom-yazarları, politik, toplumsal, coğrafi ve türsel sınırları aşarak, başka anlatım tarzlarında yan yana gelmesi olanaksız denen ögeleri bir- leştirerek ve gerçek ile büyü, olağan ile olağanüstü, somut ile soyut, ben ile o, kadın ile erkek arasındaki sınırları orta- dan kaldırarak yepyeni bir anlatım tarzını yakalayabildiler. Bu parçaya göre aşağıdakilerin hangisi, sözü edilen ya- zarların bir özelliği olamaz? A) Hayal ile gerçeği bir potada eritme B) Farklı yorumlamalara açık eser yazma Geçmişte yaşananları eserlerinde yansıtma D) Edebiyatlarını dünyaya duyurma E) Kalıplaşmış karşıtlıkları yıkan bir anlatıma sahip olma