Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

m Ti 7. Bugüne kadar şiirin, romanın, hikâyenin ve bu türden eserlerin nasıl yazılması gerektiği konusunda pek çok fikir ortaya

m
Ti
7. Bugüne kadar şiirin, romanın, hikâyenin ve bu türden eserlerin nasıl yazılması gerektiği konusunda pek çok fikir ortaya
atılmıştır. Bu metinlerde yazar kendince bir dünya kurgulayıp anlatmaktadır. Burada istiyorlar ki kendilerini okuyanlar
onları s

m Ti 7. Bugüne kadar şiirin, romanın, hikâyenin ve bu türden eserlerin nasıl yazılması gerektiği konusunda pek çok fikir ortaya atılmıştır. Bu metinlerde yazar kendince bir dünya kurgulayıp anlatmaktadır. Burada istiyorlar ki kendilerini okuyanlar onları sevsinler, onların yarattığı hayal dünyasının içinde bir oraya bir buraya koşsunlar. Bu anlamda fizik âleminin si- nırlarını zorlamaktan bile çekinmezler. Evet, ben de bir şiiri okurken hülyalara dalarım, bir roman karakterinde kendimi bulup onun gibi davranmaya çalışırım. Fakat benim yazılarım bunların çok dışında. Ben gerçeklik isterim, kanıt isterim. Beni okuyanlar hayal dünyalarının kapısını kilitlesinler isterim. Kısacası okurlarım, benim yazılarımda bir hayal ya da kurgu bulmak ümidinde olmasınlar. Bu sözleri söyleyen bir yazar, aşağıdaki parçalardan hangisini yazmış olabilir? A) Çocukluğumun oyun arkadaşları, bu küçük adalar, çığrışan deniz kuşları, sıçrayan yunuslar, eller gibi çırpışan dal- galardı. Fakat asıl hayatımın tacı, tam bir sessizlikti. Mağaranın dibindeki yumuşak kuma boylu boyunca uzanırdım. Mavi denizler kıyıya yanaşırken berrak zümrüt olur, sonra en saf göğün en beyaz bulutu gibi bembeyaz köpürürdü. B) Bir fotoğrafhanenin önünde bir otomobil durmuş ve etrafında bir meraklı kalabalığı hasıl olmuş. Yaklaşıyorum, oto- mobilin içi, camların kenarları bütün çiçeklerle süslü. Demek gelinle güvey fotoğrafhanedeler. Ben de bu fotoğraf- haneye girer hem fotoğrafımı çıkartmış olur hem de hayatlarının en mesut zamanlarından birini yaşamakta olan bu çifti, kapıdan çıkmak üzere iken olsun bir defa selamlarım. C) Ben üç dört saatte obaya varacağımı sandığım için yanıma bir şey almamıştım. Ne kadar acıktığımı şimdi birden- bire anlıyordum. O; bu sırada önüme bir tutam yufka koymuş, yere serdiği kırmızı yazma mendilin üstüne bir toprak tulum peyniri ile birkaç taze soğan bırakmıştı. Hem yiyor hem etrafıma bakıyordum. D) Ahmet Mithat Efendi'nin Menfa adlı eseri tipik bir anı örneğidir. Birinci dönem Tanzimat kuşağının genellikle sosyal içerikli eserler vermesine rağmen, ikinci dönem kuşağı duygusal ağırlıklı eserler vermiştir. Duygusal bir kişiliği olan Recaizade Mahmut Ekrem'in Tefekkür ve Nejad Ekrem isimli kitaplarında onun az da olsa şahsi hayatıyla ilgili ani- larına rastlanır. "Abdülhak Hamid'in Hatıraları", edebî değeri olan önemli bir hatıra eseridir. E) Yaz yeni başlamıştı. O gün ilk sıcaktı. Vapur bekliyorduk. Gelen vapurdan iskeleye öyle insanlar indi ki her gün İstanbul kazan ben kepçe dolaştığım hâlde onlara rastlamamıştım. Kimlerdir? Ne iş yaparlar? Nasıl yaşarlar? Nerede otururlar? Ne dertleri var? Şu uzun saçlı bir keman hocasına benzeyen adam kim olabilir?