ma 1. Hacivat : Karagözüm, sen dil bilir misin? Karagöz : Bilirim. Hacivat : Hangi dilleri? Karagöz : Sığır dili, koyun dili, ma
ma 1. Hacivat : Karagözüm, sen dil bilir misin? Karagöz : Bilirim. Hacivat : Hangi dilleri? Karagöz : Sığır dili, koyun dili, manda dili... Öteden beri bilirim, haşlamaları bir güzel olur ki ... Hacivat : Öyle değil Karagözüm. Karagöz : Ya nasıl? Hacivat : Yabancı dil, yabancı! Karagöz : Evdekilerin dili çekilmiyor da nerede kaldı yabancıların dili? Hele bir dilleri ötmeye görsün, vallahi arı gibi sokarlar insanı. Hacivat : Hay Allah iyiliğini versin Karagözüm, öyle değil. Yani Almanca, İngilizce, Fransızca bilir misin? Karagöz : Bilirim. Hacivat : Konuş bakalım. Karagöz : Anca, manca, tanca, fanca. Hacivat : Karagözüm, o nasıl bir konuşmadır, hangi dille konuşuyorsun? Karagöz : Sen bilmezsin, buna kuş dili derler... Hacivat : Sözüm ona dil biliyormuş, öyle dil olmaz Karagözüm. Her dilin bir kuralı, bir edebiyatı vardır. İn- San, ne yapıp edip bir yabancı dil öğrenmeli . Bu metinde aşağıdakilerden hangisinin anlamını karşılayan bir söz grubu kullanılmamıştır? A) Yanlış bir sözü ya da hoşa gitmeyen bir durumu anlayışla karşılamak. BY Bir konuda bilgisi ve deneyimi olmayan. + Geçmişten bugüne kadar, başlangıçtan beri. + DJ Gerçekte öyle olmadığı halde öyle sanılan bir durum, sanki, güya.