Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

Mai ve Siyah konuşmacının inancıyla gülümseyen dudaklarını fincana uzattı. Sözünde mahsus gecikiyormuşçasına kahvesinden uzun bi

Mai ve Siyah
konuşmacının inancıyla gülümseyen dudaklarını fincana
uzattı. Sözünde mahsus gecikiyormuşçasına kahvesinden
uzun bir yudum içti, sonra dedi ki:
"Hüseyin Nazmi'yi hor görmek için sebep arayanları anla-
mıyorum. Her gün kucak kucak önünüze yığdı

Mai ve Siyah konuşmacının inancıyla gülümseyen dudaklarını fincana uzattı. Sözünde mahsus gecikiyormuşçasına kahvesinden uzun bir yudum içti, sonra dedi ki: "Hüseyin Nazmi'yi hor görmek için sebep arayanları anla- mıyorum. Her gün kucak kucak önünüze yığdığı o bediaları, edebiyat binasının o yeni esaslarını görmemek için insanın gözlerini kapaması, bugün kaleminden taşan zafer çığlığını işitmemesi için insanın kulaklarını tıkaması gerekir. Latifelerle onu durdurmak istiyorsanız, boş fikir! Görmüyor musunuz ki bugün dehasının pınarı köpürmüş bir nehir gibi akıyor; ileriye, daima ileriye akıyor!.. Onun coşkun dalgaları- na set mi çekebileceksiniz?.. Anlamıyor musunuz ki, müm- kün değil! O, en saf kaynaklardan kuvvet alarak, en yüksek tepelerden atlayarak, en gönül okşayan vadilerden dolaşa- rak, en temiz kayalardan süzülerek büyüye büyüye yükseldi. Düşmanları biraz ağızlarını açsalar boğulacaklar..." Saib -kisa, zayıf, kuru çocuk- hazzından ellerini ovuyor- du. Sait dayanamadı, arkadaşı Raci'den ayrıldı: "Evet!" dedi. Ali Şekip gizlice Raci'yi gösterdi: Raci, kinden, kıskançlık- tan meydana gelen bir hisle sanki boğuluyordu. Ahmet Cemil ince parmaklarıyla yumuşak sarı saçlarını taradı; gözleri yarı kaybolmuş, aklına aniden doğan bir düşünce dalgasıyla tutuşmuş kadar parlak çehresi -lamba- nın ışığıyla yarı gölgeli bir tablo şeklinde, kendisini dinleyen, bütün sözlerine iştirak ettikleri gözlerinden okunan bu arka- daşlarının karşısında- Raci'ye yarı dönük ve yarı ona söyler bir vaziyette devam etti: - 23-