Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

Mai ve Siyah unvanıyla anılır parmağıyla uzaktan kahve getiren uşağı gösterdi. Bütün bu çılgın çocuklar ayaklarını vurarak, çırp

Mai ve Siyah
unvanıyla anılır
parmağıyla uzaktan kahve getiren uşağı
gösterdi. Bütün bu çılgın çocuklar ayaklarını vurarak, çırpı-
narak, bağırarak nakaratı tekrar ediyorlardı:
-
"Kahve!.. Kahve!.."
Eğlenmeye, gülmeye, bağırmaya vesile arayan bu genç-
ler

Mai ve Siyah unvanıyla anılır parmağıyla uzaktan kahve getiren uşağı gösterdi. Bütün bu çılgın çocuklar ayaklarını vurarak, çırpı- narak, bağırarak nakaratı tekrar ediyorlardı: - "Kahve!.. Kahve!.." Eğlenmeye, gülmeye, bağırmaya vesile arayan bu genç- ler hep alkışladılar. Sanki bu gece neşelerine şu bir fincan kahve ile güzel bir son vereceklerdi. Fincanları kapıştılar; kimisi ayakta durarak, kimisi bir san- dalyenin kenarına ilişerek kahvesini içmeye başladı. Tepsinin üstünde yalnız bir fincan fazla kalmıştı. Uşak, kararsız bir gözle etrafına baktı, ta ötede hâlâ o vaziyette düşünen Ahmet Cemil'i gördü, yaklaşarak: "Kahve sizin mi?" dedi. Ahmet Cemil, dalgın, cevap verdi: "Zannederim." Sonra birdenbire doğruldu, elini fincana uzatarak biraz ötede hâlâ Hüseyin Nazmi'yi, arkadaşı Sait'le çekiştirmekte devam eden Raci'ye döndü, kuru bir sesle: "Demin Hüseyin Nazmi için bir şey söylüyordunuz, " dedi, "o burada bulunsaydı ne cevap verirdi, bilmem fakat öyle zannediyorum ki sadece bir gülümseme ile susardı." Ahmet Cemil'in ağzından bu söz bir çırpıda tereddütsüz çıkmıştı. Raci, ilk önce bu biçimde kendisine söz söylenişine şaşırmış gibi göründü, sonra cevap vermek istedi: "Gencine-i Edeb başyazarını -bu sifatı alay eden bir eda ile söyledi - herkesin sizin kadar takdir etmesi gerekmez. Siz birbirinizin yazdığını anlarsınız ama herkesin de sizin gibi anlamasına bir gerek göremiyorum." - 21-