Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

Metinlerin Sınıflandırılması 1. Mektup ➤ Birbirinden ayrı yerlerde bulunan kişi veya kurumlar ara- sında özel veya resmi haberle

Metinlerin Sınıflandırılması
1. Mektup
➤ Birbirinden ayrı yerlerde bulunan kişi veya kurumlar ara-
sında özel veya resmi haberleşmeyi sağlayan yazı türüne
"mektup" denir.
1. Özel Mektuplar
2. Edebi Mektuplar
3. İş Mektupları
4. Resmi Mektuplar
Fuzuli - Şik

Metinlerin Sınıflandırılması 1. Mektup ➤ Birbirinden ayrı yerlerde bulunan kişi veya kurumlar ara- sında özel veya resmi haberleşmeyi sağlayan yazı türüne "mektup" denir. 1. Özel Mektuplar 2. Edebi Mektuplar 3. İş Mektupları 4. Resmi Mektuplar Fuzuli - Şikayetname (İlk mektup Örneği) Tanzimat'tan sonra gazetelerde yayımlanan birçok açık mektup göze çarpar. Namık Kemal'in Hususi Mektuplar, Abdülhak Hamid Tarhan'ın Mektuplar eserleri bunlara ör- nek gösterilebilir. > Sonraki dönemlerde bazı sanatçılar ise mektuplardan oluşan romanlar hikâyeler, anılar, gezi yazıları kaleme al- mıştır. ➤ Kahramanların birbirlerine yazdıkları mektuplardan oluşan romanlar da vardır. Halide Edip'in Handan, Hüseyin Rah- mi Gürpınar'ın Sevda Peşinde, Reşat Nuri Güntekin'in Bir Kadın Düşmanı adlı romanları bunlar arasında sayılabilir. > Cumhuriyet Döneminde de bazı sanatçıların mektupları toplanarak kitap hâlinde yayımlanmıştır. Bunlardan bazı- ları: ➤ Cevat Şakir Kabaağaçlı, Mektuplarla Halikarnas Balıkçısı ➤ Nazım Hikmet, Kemal Tahir'e Hapishaneden Mektuplar Ahmet Hamdi Tanpınar, Mektuplar Cahit Sıtkı Tarancı Ziya ya Mektuplar YAZILI ANLATIM ÖĞRETİCİ METİNLER A. KİŞİSEL HAYATI KONU ALAN M Dunyad C an Lesen olur gilenc şahit c taşıya denir. mektup turinde rama, hikaye, Stir us Mutallaka inet ➤ Anila cek k yaşad tarih bir b Aniy zoru ➤ Ebu adlı Ani nir. ilk a Ziy Na Mu AF Ha Fa Ya H CUM 2

Mektup Türü ve Özellikleri İle İlgili Yeni Sorular
Tümünü Gör
las-
ağ-X
et
er.
a
e
vodafone TR Wi-Fi
22:34
eyle kurduğu toplum düzeni, onun
doğadan uzaklaşıp mutsuz olmasına yol acmıştır.
C) Insanın en mutlu olduğu an, doğayla baş başa olduğu
and
FEN BİLİMLERİ YAYINLARI
D) Toplumların birbirini kabullenmemesi anlaşmazlıklara,
savaşımlara sebep olmuştur.
E) Gelişmiş toplumlarda doğa önemsiz bir güçtür.
29. Ne zaman insan karanlık bir yerde sayıklamaya itilmiş,
insan ilişkileri karışık, karıştırıcı, bozucu niteliklere bürün-
müş, insanın bir başka insana söyleyeceği söz anlamını
kaybetmiş, insan davranışları yapaylık, içtensizlik yüklü
hâle gelmişse insanlar şiir okumak, şiirle uğraşmak, şiirle
öğrenmek gereğini duymuşlardır. Böyle de olmak zorunda-
dır. Çünkü şiir anlatılmaz bir şeyin anlatılmaya çabalanma-
sinin sonunda anlatılabilir bir seyin yeniden anlamlı kılın-
ması için gösterilen bir çabanın sonunda, yeterince anla-
şılmayan bir şeyin etkili bir anlatıma kavuşturulması
uğrunda harcanan çabaların sonunda ortaya çıkar.
Yukarıdaki görüşleri savunan bir şairin şiir okumadaki
asıl amacı aşağıdakilerden hangisi olabilir?
%92
A) Kalabalık içindeki yalnızlığını gidermek
B) Yokluğunu hissettiği bir seyleri tamamlamak bir
zorluğu gidermek ve nihayetinde bir doyum sağlamak
C) Kendisini dinlemek ve iyi hissettirmenin yanı sıra
hayatında belirgin bir değişiklik yaratmak
D) Gündelik bilgiye elan ihtiyacı gidermek
E) Ozlenen fakat ulaşılamayan, ulaşılsa bile hâlihazırda
bir kavrama sığdırılamayacak anlamlara ulaşmak
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Mektup Türü ve Özellikleri
las- ağ-X et er. a e vodafone TR Wi-Fi 22:34 eyle kurduğu toplum düzeni, onun doğadan uzaklaşıp mutsuz olmasına yol acmıştır. C) Insanın en mutlu olduğu an, doğayla baş başa olduğu and FEN BİLİMLERİ YAYINLARI D) Toplumların birbirini kabullenmemesi anlaşmazlıklara, savaşımlara sebep olmuştur. E) Gelişmiş toplumlarda doğa önemsiz bir güçtür. 29. Ne zaman insan karanlık bir yerde sayıklamaya itilmiş, insan ilişkileri karışık, karıştırıcı, bozucu niteliklere bürün- müş, insanın bir başka insana söyleyeceği söz anlamını kaybetmiş, insan davranışları yapaylık, içtensizlik yüklü hâle gelmişse insanlar şiir okumak, şiirle uğraşmak, şiirle öğrenmek gereğini duymuşlardır. Böyle de olmak zorunda- dır. Çünkü şiir anlatılmaz bir şeyin anlatılmaya çabalanma- sinin sonunda anlatılabilir bir seyin yeniden anlamlı kılın- ması için gösterilen bir çabanın sonunda, yeterince anla- şılmayan bir şeyin etkili bir anlatıma kavuşturulması uğrunda harcanan çabaların sonunda ortaya çıkar. Yukarıdaki görüşleri savunan bir şairin şiir okumadaki asıl amacı aşağıdakilerden hangisi olabilir? %92 A) Kalabalık içindeki yalnızlığını gidermek B) Yokluğunu hissettiği bir seyleri tamamlamak bir zorluğu gidermek ve nihayetinde bir doyum sağlamak C) Kendisini dinlemek ve iyi hissettirmenin yanı sıra hayatında belirgin bir değişiklik yaratmak D) Gündelik bilgiye elan ihtiyacı gidermek E) Ozlenen fakat ulaşılamayan, ulaşılsa bile hâlihazırda bir kavrama sığdırılamayacak anlamlara ulaşmak Diğer sayfaya geçiniz.
13. (1) Mektup, bir hitap sözüyle başlar. (II) Bu hitap, mektup yazı-
lan kişiyle mektubu yazan kişi arasındaki özel durum dikkate
alınarak belirlenir. (III) Hitap sözünün biraz aşağısında sol üst
köşede satır başı yapılarak mektuba devam edilir. (IV) Hitap-
larda her kelime büyük harfle başlar. (V) Hitap sözlerinden
sonra iki nokta konur.
Özel mektuplarla ilgili verilen numaralanmış cümlelerin
hangisinde bilgi yanlışı vardır?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Mektup Türü ve Özellikleri
13. (1) Mektup, bir hitap sözüyle başlar. (II) Bu hitap, mektup yazı- lan kişiyle mektubu yazan kişi arasındaki özel durum dikkate alınarak belirlenir. (III) Hitap sözünün biraz aşağısında sol üst köşede satır başı yapılarak mektuba devam edilir. (IV) Hitap- larda her kelime büyük harfle başlar. (V) Hitap sözlerinden sonra iki nokta konur. Özel mektuplarla ilgili verilen numaralanmış cümlelerin hangisinde bilgi yanlışı vardır? A) I B) II C) III D) IV E) V
2. Cevaplarınızı, cevap
1.
eser: Yayın, kitap, yapıt.
·
gerçeklik: Gerçek olan, var olan şeylerin tümü, hakikat,
nhakikilik, şeniyet, realite, reellik.
●
ayna: Bir olayı, bir durumu yansıtan, göz önünde can-
landıran olay, durum, şey.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "eser, gerçeklik, ayna" söz-
cükleri belirtilen anlamlarını karşılayacak şekilde kullanıl-
mıştır?
Anneannemden kalan antika ayna, talih eseri kırılmadı; bu
gerçekliği aklımızda tutalım, anneme ne derdik biz?
B) İstanbul'un somut gerçekliği tarihi eserler; köşe başından
dönünce karşınıza çıkıveren bir çeşme, çeşmenin aynası,
oymaları veya bir camii, caminin minaresi, minberi...
C) Sahat eseri; insanı, yaşamı, toplumu, gerçekliği yansıtan bir
aynadır.
D) "İşimiz ayna!" dedi sokak satıcısı; sanat eseri gibi gibi yaptı-
ğı nohut pilavını satınca ama içinde bulunduğu gerçeklik bu
geceki neşesi kadar parlak değildi.
E) Aynadaki yüzüne baktı uzunca bir süre, yarım saat önceki
çaresizlikten eser yoktu; bu gerçeklikle hastanın odasına
girdi ve başladı moral vermeye.
Lise Türkçe
Mektup Türü ve Özellikleri
2. Cevaplarınızı, cevap 1. eser: Yayın, kitap, yapıt. · gerçeklik: Gerçek olan, var olan şeylerin tümü, hakikat, nhakikilik, şeniyet, realite, reellik. ● ayna: Bir olayı, bir durumu yansıtan, göz önünde can- landıran olay, durum, şey. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "eser, gerçeklik, ayna" söz- cükleri belirtilen anlamlarını karşılayacak şekilde kullanıl- mıştır? Anneannemden kalan antika ayna, talih eseri kırılmadı; bu gerçekliği aklımızda tutalım, anneme ne derdik biz? B) İstanbul'un somut gerçekliği tarihi eserler; köşe başından dönünce karşınıza çıkıveren bir çeşme, çeşmenin aynası, oymaları veya bir camii, caminin minaresi, minberi... C) Sahat eseri; insanı, yaşamı, toplumu, gerçekliği yansıtan bir aynadır. D) "İşimiz ayna!" dedi sokak satıcısı; sanat eseri gibi gibi yaptı- ğı nohut pilavını satınca ama içinde bulunduğu gerçeklik bu geceki neşesi kadar parlak değildi. E) Aynadaki yüzüne baktı uzunca bir süre, yarım saat önceki çaresizlikten eser yoktu; bu gerçeklikle hastanın odasına girdi ve başladı moral vermeye.
21.
Ömrüm, Azizim, Sultanım,
Allah'tan tek dileğim ve yüreğimin biricik arzusu,
size tekrar kavuşabilmek ve ışık saçan yüzünüze
bir defa daha bakabilmektir. Rabb'imden elbette
dilerim ki benim Sultanım, candan ve gönülden
sevdiğim şahım, dünyada ve ahirette hep mutlu
olsun. İyi biliyorum ki benim Sultanım, bu kulunu,
kaderin bir cilvesiyle gördü ve sevdi, bu kuluna
mutluluk ve huzur ihsan etti. Bu yüzden, mutlu
olacağım gün, sadece size kavuşacağım gündür.
Size, gözyaşlarımı damlattığım bir elbise gönder-
dim. Hatırım için giyesiniz.
Fakir ve hakir cariyeniz Hürrem
Aşağıdakilerden hangisi bu parçayla ilgili doğru bir çıka-
rim değildir?
A) Edebî bir mektuptan alınmıştır.
B) Giriş, gelişme ve sonuç bölümlerini içermektedir.
C) Sıcak ve samimi bir üslupla yazılmıştır.
D) Gönderici ve alıcıya dair özel bir konu işlenmiştir.
E) Göndericinin özlem duygusu belirgindir.
Lise Türkçe
Mektup Türü ve Özellikleri
21. Ömrüm, Azizim, Sultanım, Allah'tan tek dileğim ve yüreğimin biricik arzusu, size tekrar kavuşabilmek ve ışık saçan yüzünüze bir defa daha bakabilmektir. Rabb'imden elbette dilerim ki benim Sultanım, candan ve gönülden sevdiğim şahım, dünyada ve ahirette hep mutlu olsun. İyi biliyorum ki benim Sultanım, bu kulunu, kaderin bir cilvesiyle gördü ve sevdi, bu kuluna mutluluk ve huzur ihsan etti. Bu yüzden, mutlu olacağım gün, sadece size kavuşacağım gündür. Size, gözyaşlarımı damlattığım bir elbise gönder- dim. Hatırım için giyesiniz. Fakir ve hakir cariyeniz Hürrem Aşağıdakilerden hangisi bu parçayla ilgili doğru bir çıka- rim değildir? A) Edebî bir mektuptan alınmıştır. B) Giriş, gelişme ve sonuç bölümlerini içermektedir. C) Sıcak ve samimi bir üslupla yazılmıştır. D) Gönderici ve alıcıya dair özel bir konu işlenmiştir. E) Göndericinin özlem duygusu belirgindir.
11. Ey Oğul!
Herkeste olan dört şeyden dört şey daha meydana gelir. İnat-
çılıktan rezillik doğar. Öfkeye de pişmanlık ilacı fayda vermez.
Şüphesiz kibirden düşmanlık, tembellikten de düşkünlük hâsıl
olur. Ortada bir inatçı peyda olursa halk, onun uğursuzluğun-
dan kepaze olur. Öfkesine uyan cahilin kazancı pişmanlıktan
başka hiçbir şey olamaz. Kibirden başı havada olan kimsenin
dostları, sonunda kendisine düşman olurlar. Her kim tembelliği
âdet edinirse baltayı ayağına vurur. Öfkesini yenemeyen kimse
sonunda çok pişmanlık çeker. Hele miskin ve obur kimse ise
insan değil belki öküzden, eşekten daha aşağıdadır.
Bu parça aşağıdaki metin türlerinin hangisinden alınmış
olabilir?
A) Pütüvvetnâme
B) Surname
C) Pendnâme
E) Velâyetnâme
Diğer sayfaya geçiniz.
D) Kıyafetname
13-
Lise Türkçe
Mektup Türü ve Özellikleri
11. Ey Oğul! Herkeste olan dört şeyden dört şey daha meydana gelir. İnat- çılıktan rezillik doğar. Öfkeye de pişmanlık ilacı fayda vermez. Şüphesiz kibirden düşmanlık, tembellikten de düşkünlük hâsıl olur. Ortada bir inatçı peyda olursa halk, onun uğursuzluğun- dan kepaze olur. Öfkesine uyan cahilin kazancı pişmanlıktan başka hiçbir şey olamaz. Kibirden başı havada olan kimsenin dostları, sonunda kendisine düşman olurlar. Her kim tembelliği âdet edinirse baltayı ayağına vurur. Öfkesini yenemeyen kimse sonunda çok pişmanlık çeker. Hele miskin ve obur kimse ise insan değil belki öküzden, eşekten daha aşağıdadır. Bu parça aşağıdaki metin türlerinin hangisinden alınmış olabilir? A) Pütüvvetnâme B) Surname C) Pendnâme E) Velâyetnâme Diğer sayfaya geçiniz. D) Kıyafetname 13-
ir.
Okuma
TANPINAR'IN MEKTUPLARI
Ankara, 27 Ocak 1944
Kardeşim Kaplan,
Bir yığın can sıkıntısı, üzüntüsü ve yorucu iş arasında mektubuna cevap veremedim. O bir tarafa, o
güzel makalene de vaktinde teşekkür etmem lâzımdı. Fakat daha iyisi tebrik etmeliyim. Çünkü hakikaten
güzel makaleydi. Artık birinci sınıf bir muharrir olduğuna hiç şüphe etmiyorum. Sana çok bağlı olduğum
için bundan mesudum.
Orhan Seyfi Bey biraderimiz, daha doğrusu Yusuf Ziya Bey'in biraderi, "Raks" manzumesi için yaptığı
latif tenkidden sonra, bu sefer de senin yazdığına cevap vermiş. Ben okumadım. Yine kafiyelere çatıyor-
muş, Tabiî görüşlerimiz ayrı. Münakaşaya değmez. Hakikat şu ki, ben kafiyeye bağlıyım. Yani bir ses mü-
şabehetini misrain sonunda lüzumlu görüyorum. Ayrıca kafiyenin ve şekl-i kafiyenin şiirde yeri olduğuna
inanırım. Tedaiyi açar. Fakat çok defa bir aksan müşabehetini kafiye benzerini tercih ederim. Benim şekil
dediğim şey, ne vezinden, ne kafiyeden gelir. O cümlenin, hayal ve tasavvurun, hülâsa kendisini tamam-
lamış yahut tamamlamamış idée poétique'in (ide poetik) kendisidir.
"Mest kendi güler altındaki rahş oynardı" misrai tek başına kafiyesiz de güzeldir. Ben kafiyesi zayıf
yüzlerce mısra tanırım ki güzeldir. Fakat onların anladıkları kafiye bende yoktur. Merhum Cenap'ın dediği
gibi, baston sapı gibi misradan ayrı kafiye. Hülâsa kendi zaviyelerine göre haklıdırlar. Fakat ben onların
haklarından birşey anlamadım.
Ne ise... Kitabın müsveddelerini göndereyim. Mahur Beste adlı bir yolculuğa çıktık, Ülkü'de, Canım
neler, ne tembellikler istiyor, ben neler yapıyorum. Çok yorgunum. Başımda bir de "Erzurum" yazısı var.
Behice'ye çok selam ve dostluklar. Senin de gözlerinden öperim kardeşim.
Ahmet Hamdi Tanpınar
Tanpınar'ın Mektupları,
Hazırlayan: Zeynep Kerman
1
Lise Türkçe
Mektup Türü ve Özellikleri
ir. Okuma TANPINAR'IN MEKTUPLARI Ankara, 27 Ocak 1944 Kardeşim Kaplan, Bir yığın can sıkıntısı, üzüntüsü ve yorucu iş arasında mektubuna cevap veremedim. O bir tarafa, o güzel makalene de vaktinde teşekkür etmem lâzımdı. Fakat daha iyisi tebrik etmeliyim. Çünkü hakikaten güzel makaleydi. Artık birinci sınıf bir muharrir olduğuna hiç şüphe etmiyorum. Sana çok bağlı olduğum için bundan mesudum. Orhan Seyfi Bey biraderimiz, daha doğrusu Yusuf Ziya Bey'in biraderi, "Raks" manzumesi için yaptığı latif tenkidden sonra, bu sefer de senin yazdığına cevap vermiş. Ben okumadım. Yine kafiyelere çatıyor- muş, Tabiî görüşlerimiz ayrı. Münakaşaya değmez. Hakikat şu ki, ben kafiyeye bağlıyım. Yani bir ses mü- şabehetini misrain sonunda lüzumlu görüyorum. Ayrıca kafiyenin ve şekl-i kafiyenin şiirde yeri olduğuna inanırım. Tedaiyi açar. Fakat çok defa bir aksan müşabehetini kafiye benzerini tercih ederim. Benim şekil dediğim şey, ne vezinden, ne kafiyeden gelir. O cümlenin, hayal ve tasavvurun, hülâsa kendisini tamam- lamış yahut tamamlamamış idée poétique'in (ide poetik) kendisidir. "Mest kendi güler altındaki rahş oynardı" misrai tek başına kafiyesiz de güzeldir. Ben kafiyesi zayıf yüzlerce mısra tanırım ki güzeldir. Fakat onların anladıkları kafiye bende yoktur. Merhum Cenap'ın dediği gibi, baston sapı gibi misradan ayrı kafiye. Hülâsa kendi zaviyelerine göre haklıdırlar. Fakat ben onların haklarından birşey anlamadım. Ne ise... Kitabın müsveddelerini göndereyim. Mahur Beste adlı bir yolculuğa çıktık, Ülkü'de, Canım neler, ne tembellikler istiyor, ben neler yapıyorum. Çok yorgunum. Başımda bir de "Erzurum" yazısı var. Behice'ye çok selam ve dostluklar. Senin de gözlerinden öperim kardeşim. Ahmet Hamdi Tanpınar Tanpınar'ın Mektupları, Hazırlayan: Zeynep Kerman 1
denir.
ak verecek konulu
arasındaki
elirtmiştir.
dir?" dü-
mlerini,
e daya-
12.
Okuma
TANPINAR'IN MEKTUPLARI
Kardeşim Kaplan,
Ankara, 27 Ocak 1944
Bir yığın can sıkıntısı, üzüntüsü ve yorucu iş arasında mektubuna cevap veremedim. O bir tarafa, o
güzel makalene de vaktinde teşekkür etmem lâzımdı. Fakat daha iyisi tebrik etmeliyim. Çünkü hakikaten
güzel makaleydi. Artık birinci sınıf bir muharrir olduğuna hiç şüphe etmiyorum. Sana çok bağlı olduğum
için bundan mesudum.
Orhan Seyfi Bey biraderimiz, daha doğrusu Yusuf Ziya Bey'in biraderi, "Raks" manzumesi için yaptığı
latif tenkidden sonra, bu sefer de senin yazdığına cevap vermiş. Ben okumadım. Yine kafiyelere çatıyor-
muş. Tabii görüşlerimiz ayrı. Münakaşaya değmez. Hakikat şu ki, ben kafiyeye bağlıyım. Yani bir ses mü-
şabehetini misrain sonunda lüzumlu görüyorum. Ayrıca kafiyenin ve şekl-i kafiyenin şiirde yeri olduğuna
inanırım. Tedaiyi açar. Fakat çok defa bir aksan müşabehetini kafiye benzerini tercih ederim. Benim şekil
dediğim şey, ne vezinden, ne kafiyeden gelir. O cümlenin, hayal ve tasavvurun, hülåsa kendisini tamam-
lamış yahut tamamlamamış idée poétique'in (ide poetik) kendisidir.
"Mest kendi güler altındaki rahş oynardı" misrai tek başına kafiyesiz de güzeldir. Ben kafiyesi zayıf
yüzlerce misra tanırım ki güzeldir. Fakat onların anladıkları kafiye bende yoktur. Merhum Cenap'ın dediği
gibi, baston sapı gibi misradan ayrı kafiye. Hülasa kendi zaviyelerine göre haklıdırlar. Fakat ben onlanın
haklarından birşey anlamadım.
Ne ise... Kitabın müsveddelerini göndereyim. Mahur Beste adlı bir yolculuğa çıktık, Ülkü'de. Canım
neler, ne tembellikler istiyor, ben neler yapıyorum. Çok yorgunum. Başımda bir de "Erzurum" yazısı var.
Behice'ye çok selam ve dostluklar. Senin de gözlerinden öperim kardeşim.
Ahmet Hamdi Tanpınar
Tanpınar'ın Mektupları,
Hazırlayan: Zeynep Kerman
Lise Türkçe
Mektup Türü ve Özellikleri
denir. ak verecek konulu arasındaki elirtmiştir. dir?" dü- mlerini, e daya- 12. Okuma TANPINAR'IN MEKTUPLARI Kardeşim Kaplan, Ankara, 27 Ocak 1944 Bir yığın can sıkıntısı, üzüntüsü ve yorucu iş arasında mektubuna cevap veremedim. O bir tarafa, o güzel makalene de vaktinde teşekkür etmem lâzımdı. Fakat daha iyisi tebrik etmeliyim. Çünkü hakikaten güzel makaleydi. Artık birinci sınıf bir muharrir olduğuna hiç şüphe etmiyorum. Sana çok bağlı olduğum için bundan mesudum. Orhan Seyfi Bey biraderimiz, daha doğrusu Yusuf Ziya Bey'in biraderi, "Raks" manzumesi için yaptığı latif tenkidden sonra, bu sefer de senin yazdığına cevap vermiş. Ben okumadım. Yine kafiyelere çatıyor- muş. Tabii görüşlerimiz ayrı. Münakaşaya değmez. Hakikat şu ki, ben kafiyeye bağlıyım. Yani bir ses mü- şabehetini misrain sonunda lüzumlu görüyorum. Ayrıca kafiyenin ve şekl-i kafiyenin şiirde yeri olduğuna inanırım. Tedaiyi açar. Fakat çok defa bir aksan müşabehetini kafiye benzerini tercih ederim. Benim şekil dediğim şey, ne vezinden, ne kafiyeden gelir. O cümlenin, hayal ve tasavvurun, hülåsa kendisini tamam- lamış yahut tamamlamamış idée poétique'in (ide poetik) kendisidir. "Mest kendi güler altındaki rahş oynardı" misrai tek başına kafiyesiz de güzeldir. Ben kafiyesi zayıf yüzlerce misra tanırım ki güzeldir. Fakat onların anladıkları kafiye bende yoktur. Merhum Cenap'ın dediği gibi, baston sapı gibi misradan ayrı kafiye. Hülasa kendi zaviyelerine göre haklıdırlar. Fakat ben onlanın haklarından birşey anlamadım. Ne ise... Kitabın müsveddelerini göndereyim. Mahur Beste adlı bir yolculuğa çıktık, Ülkü'de. Canım neler, ne tembellikler istiyor, ben neler yapıyorum. Çok yorgunum. Başımda bir de "Erzurum" yazısı var. Behice'ye çok selam ve dostluklar. Senin de gözlerinden öperim kardeşim. Ahmet Hamdi Tanpınar Tanpınar'ın Mektupları, Hazırlayan: Zeynep Kerman
7
5. Aşağıdaki mektuplardan hangisi tür bakımından diğerlerinden farklıdır?
A) Oğlum Ahmet Bey,
Mektubunuzun cevabını neden geciktirdiğimizi Su'âda tafsilen yazdık. Kusurumuzun bu sefer de affını rica ederiz.
İnşallah bundan böyle derhâl cevap vermekten geri durmayız. Hamdolsun cümlemiz afiyetteyiz. Ferda Kadın'ın
çığır çığır konuşmasına çok memnun olduk. O, şimdi sizin için doyulmaz bir eğlence teşkil eder.
B) Benim Canimdan Aziz Olan Anneciğim,
Geçen aldığım mektubunuzda bir yıldan beri hasta olduğunuzu bildirmiş idiniz. Lâkin bundan anladığıma göre,
canınızla uğraşır mertebeye gelmişsiniz. Öyle ise efendim, niçin bu zamana kadar bildirmediniz? Eğer bildirmiş
olsaydınız tahsilin arkasını alıp şimdiye dek Istanbul'a gelirdim çünkü bundan mukaddem (önce) daha kolaylıklar
vardı.
C) Aziz Kardeşim Abdurrahman,
Bu mektupta dünya edebiyatlarının ortak teması olan ölüm hakkında Yunus'un düşüncelerini dile getirmeye çalı-
şacağım. Peşinen söyleyeyim mektup uzun olacak. Türk halk edebiyatında hiçbir şair ölüm temasını Yunus Emre
kadar başarılı işleyememiştir.
D) Benim Bir Tanecik Sevgili Filiz'im,
Güzel yazılı mektubunu aldım. Neşeli olduğuna sevindim. Seni ne kadar çok özlediğimi bilemezsin. Evde dolaştık-
ça hep seni, senin sesini arıyorum. Annenle arabaya binip plaja git, iyice yüzme öğren. Gelecek sene hep beraber
Ayvalık'a gideriz.
E) Babacığım,
Sabri Esat'ın odasından yazıyorum. Sınavlar bitti. Tam iki sertifikamı da alarak lisansiye oldum. Param olsa bu iyi
haberi size telgraflardım. Paris'e hareket etmek için müfettişe yazdığım bir mektubun cevabını bekliyorum. Birkaç
güne kadar gelir. Müsaadesiz hareket edenlere kızıyor. Yoksa hemen Paris'e giderdim.
27
Lise Türkçe
Mektup Türü ve Özellikleri
7 5. Aşağıdaki mektuplardan hangisi tür bakımından diğerlerinden farklıdır? A) Oğlum Ahmet Bey, Mektubunuzun cevabını neden geciktirdiğimizi Su'âda tafsilen yazdık. Kusurumuzun bu sefer de affını rica ederiz. İnşallah bundan böyle derhâl cevap vermekten geri durmayız. Hamdolsun cümlemiz afiyetteyiz. Ferda Kadın'ın çığır çığır konuşmasına çok memnun olduk. O, şimdi sizin için doyulmaz bir eğlence teşkil eder. B) Benim Canimdan Aziz Olan Anneciğim, Geçen aldığım mektubunuzda bir yıldan beri hasta olduğunuzu bildirmiş idiniz. Lâkin bundan anladığıma göre, canınızla uğraşır mertebeye gelmişsiniz. Öyle ise efendim, niçin bu zamana kadar bildirmediniz? Eğer bildirmiş olsaydınız tahsilin arkasını alıp şimdiye dek Istanbul'a gelirdim çünkü bundan mukaddem (önce) daha kolaylıklar vardı. C) Aziz Kardeşim Abdurrahman, Bu mektupta dünya edebiyatlarının ortak teması olan ölüm hakkında Yunus'un düşüncelerini dile getirmeye çalı- şacağım. Peşinen söyleyeyim mektup uzun olacak. Türk halk edebiyatında hiçbir şair ölüm temasını Yunus Emre kadar başarılı işleyememiştir. D) Benim Bir Tanecik Sevgili Filiz'im, Güzel yazılı mektubunu aldım. Neşeli olduğuna sevindim. Seni ne kadar çok özlediğimi bilemezsin. Evde dolaştık- ça hep seni, senin sesini arıyorum. Annenle arabaya binip plaja git, iyice yüzme öğren. Gelecek sene hep beraber Ayvalık'a gideriz. E) Babacığım, Sabri Esat'ın odasından yazıyorum. Sınavlar bitti. Tam iki sertifikamı da alarak lisansiye oldum. Param olsa bu iyi haberi size telgraflardım. Paris'e hareket etmek için müfettişe yazdığım bir mektubun cevabını bekliyorum. Birkaç güne kadar gelir. Müsaadesiz hareket edenlere kızıyor. Yoksa hemen Paris'e giderdim. 27
TYT/Türkçe
37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Kant'ın Salt Aklın Eleştirisi adlı eseri, temel olarak bir bilgi
kuramı kitabı olarak değerlendirilebilir. Bu kitap; Descartes,
Spinoza ve Leibniz'de en olgun ve önemli temsilini bulan
akılcılık (rasyonalizm) ile Locke, Berkeley ve Hume'da temsil
bulan İngiliz ampirizminin uzlaştırılması ve otantik sentezi
olarak görülebilir. Akılcı filozoflar, felsefenin etik dâhil her
alanında akla dayalı evrensel ve zorunlu ilke ve kuralları
araştırıp temellendirmeye çalışırlarken ampirist filozoflar tüm
bilgi ve davranışların kökenini asıl olarak ampirik deneyime
dayanarak anlamlandırmaya çalışırlar. Kant ise felsefi ilke ve
doğruluklara ne yalnızca akılsal düşünüş aracılığıyla ne de
yalnızca ampirik deneyimi oluşturan algı içerikleri yoluyla
ulaşılabileceğini düşünür. Kant hem akılcılar (rasyonalistler)
hem de deneyciler (ampiristler) ile karşılaştırıldığında daha
dengeli ve bütünlüklü bir felsefe anlayışına sahiptir.
37. Bu parçada filozoflarla ilgili anlatılan farklı iki düşünce
tarzı aşağıdakilerden hangisidir?
A) İnsan varlığını temel alma - Ampirizmle akılcılığı aynı
platformda görme
B) Rasyonalizmin ve deneyciliğin özgün bireşimi - Akılcı
yaklaşımı yaşamın merkezine alma
C) Ahlaki felsefenin farklı yansıtılması - Ampirik düşünceyi
her alanda tabulaştırma
D) Algı yöntemlerini realize etmeyi tasarlama - Evrensel
prensipleri vazgeçilmez sayme
E) Olayları-gerçeklikten hareketle değerlendirme -
Deneysel saptamaları yerelleştirme
Alll
B
Tandem Yayınları
39
Lise Türkçe
Mektup Türü ve Özellikleri
TYT/Türkçe 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Kant'ın Salt Aklın Eleştirisi adlı eseri, temel olarak bir bilgi kuramı kitabı olarak değerlendirilebilir. Bu kitap; Descartes, Spinoza ve Leibniz'de en olgun ve önemli temsilini bulan akılcılık (rasyonalizm) ile Locke, Berkeley ve Hume'da temsil bulan İngiliz ampirizminin uzlaştırılması ve otantik sentezi olarak görülebilir. Akılcı filozoflar, felsefenin etik dâhil her alanında akla dayalı evrensel ve zorunlu ilke ve kuralları araştırıp temellendirmeye çalışırlarken ampirist filozoflar tüm bilgi ve davranışların kökenini asıl olarak ampirik deneyime dayanarak anlamlandırmaya çalışırlar. Kant ise felsefi ilke ve doğruluklara ne yalnızca akılsal düşünüş aracılığıyla ne de yalnızca ampirik deneyimi oluşturan algı içerikleri yoluyla ulaşılabileceğini düşünür. Kant hem akılcılar (rasyonalistler) hem de deneyciler (ampiristler) ile karşılaştırıldığında daha dengeli ve bütünlüklü bir felsefe anlayışına sahiptir. 37. Bu parçada filozoflarla ilgili anlatılan farklı iki düşünce tarzı aşağıdakilerden hangisidir? A) İnsan varlığını temel alma - Ampirizmle akılcılığı aynı platformda görme B) Rasyonalizmin ve deneyciliğin özgün bireşimi - Akılcı yaklaşımı yaşamın merkezine alma C) Ahlaki felsefenin farklı yansıtılması - Ampirik düşünceyi her alanda tabulaştırma D) Algı yöntemlerini realize etmeyi tasarlama - Evrensel prensipleri vazgeçilmez sayme E) Olayları-gerçeklikten hareketle değerlendirme - Deneysel saptamaları yerelleştirme Alll B Tandem Yayınları 39
5. Edebî mektuplarla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A Yazar, birine hitaben herhangi bir konudaki gö-
rüşlerini, düşüncelerini, duygularını anlatır.
B) Yazıldıkları döneme ait sanat, edebiyat ve fikir
olayları hakkında bilgi edinmek mümkündür.
e) Anlatım yönüyle resmî mektuplarla benzerlik gös-
terir.
D) Genellikle edebiyat araştırmacıları tarafından
sonraki yıllarda yayımlanır.
E) Özellikle hikâye ve roman türlerinde kahraman-
Tarın ruh hâllerini, duygu ve düşüncelerini, daha
etkili anlatmak için yararlanılır.
Lise Türkçe
Mektup Türü ve Özellikleri
5. Edebî mektuplarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A Yazar, birine hitaben herhangi bir konudaki gö- rüşlerini, düşüncelerini, duygularını anlatır. B) Yazıldıkları döneme ait sanat, edebiyat ve fikir olayları hakkında bilgi edinmek mümkündür. e) Anlatım yönüyle resmî mektuplarla benzerlik gös- terir. D) Genellikle edebiyat araştırmacıları tarafından sonraki yıllarda yayımlanır. E) Özellikle hikâye ve roman türlerinde kahraman- Tarın ruh hâllerini, duygu ve düşüncelerini, daha etkili anlatmak için yararlanılır.