mondes imler - 1 Deneme - 3 en elbet şiir olacak- işmiş ve çok güçlü dla şiir kadar yaygin ayati dairesinde de an Paşa, Nergisi,
mondes imler - 1 Deneme - 3 en elbet şiir olacak- işmiş ve çok güçlü dla şiir kadar yaygin ayati dairesinde de an Paşa, Nergisi, yılacak nesirciler- pada adi geçen r? tan 17. - Kahramanların içsel konuşmalarını aktarmaya dayanan anlatım tekniğidir. Karakterin duygularının ve düşüncelerinin belirli bir mantik sırasıyla, karakterin ağzından olduğu gibi anla- tilmasıdır. Iç konuşma tekniğinde, kahramanın duygu ve düşünce- leri sesli düşünme şeklinde yansıtılır. Bu anlatım tekniğinde kahraman, karşısında biri varmış gibi kendi kendine konuşur. Bu teknik, karakterin iç dünyasının okuyucu tarafından anlaşılmasında çok önemli bir yer tutar. Bu bilgilere göre aşağıdaki parçalardan hangisi iç konuşma tekniğine örnek olarak gösterilebilir? A) Simit yiyerek yürüyor. Tek tük geçenler dönüp ona bakıyorlar. Kiliği düzgün bir adamın sokakta simit yemesi yasaktır. Bütün yasaklar gibi bunun da kaça- mak yolu yok mu? Simidi kir, cebine sok. Tek elinle bir lokma koparıp kimseye sezdirmeden ağzına at ama ben dişlerim sağlamken isiracağım. B) Yollar kalabalıktı. Baktığı yeri gözlerinden en uzun sakladıkları için en çok Bebek tramvayına kızıyordu. Devetüyü paltolu bir kadın görünce yüreği çarptı ama o değildi. Şapkalıydı. Kalktı. Kapıya yürürken duvardaki takvimi gördü. 7 Mart Cumartesi yazılıydı. 27'nin yarısı kara yarısı kırmızıydı. Rahatladı. İşte boşuna bekle- mişti. İnsanların düzeninde bütün ayrıntılar önemliydi. Günlerin adı bile... Bugünün cumartesi olduğunu bil- seydi saat birde onu görürdü. C) Babasını hatırladı. Trene yolcu ederken "Aman oğlum!" demişti, "Yüzümü kara çıkarma. Babayın oğlu olduğu- nu göster şu millete, ille de mihtara. Benim oğlumsan sırtın yere gelmez. İstanbul gurbeti çetin, İstanbullunun cinden de beter olduğunu söylerdi emmim ya, boş ver. Var git, sağlıcakla, eyi kötü bir işin başın geç, bize mektup sal. Ondan sonrasına karışma. Ben hepsinin yuvasını yaparım! D) Eve gitse biliyordu, gece yarısına dek başka bir şey yapamadan yukarıdakilerin patirtisina sövecekti... Bol gürültülü, bol dumanlı meyhanelerden birine girdi. Tezgâhın önünde bir boş yer bulup oturdu. Yaklaşan garsona "şarap" dedi. Garson, sanki salt onun için buradaymış gibi eğildi. Sanki ötekiler duyacak diye korkuyordu. E) Karar açıklanırken cok sakinmis Kol nmayan ni ede- an şiir, G göre 3 devir- seau, kala- ulara alet", için M hem