Nasıl Olduğumu Mutlaka Bilmeliydin Müzehher Yokuşun başında durma Nefesimi çıkmaza bıraktım Kalabalıklar durmadan, hep çarparak
Nasıl Olduğumu Mutlaka Bilmeliydin Müzehher Yokuşun başında durma Nefesimi çıkmaza bıraktım Kalabalıklar durmadan, hep çarparak bana Kıyameti büyüttüler yüzümde, yetişmek için Belki ayağım takıldı, bu dünyadan düştüm Kendimi koymadım, yer yoktu aşağıdakilere Nasıl olduğumu mutlaka bilmeliydin Müzehher Narin ellerinin değdiği küçük noktalar dışında Gözümü kırptım ve sanki artık göremiyorum İşte bu kesikler yürüyüp bahçene taşmasındı Beni biraz sırtındaki büyük cennete al lütfen Nasıl olduğumu mutlaka bilmeliydin Müzehher Gözüm kantar arar, kantarın dilinden anlarsın Benden on beş kilo daha az, asil bir kandansın Payıma düşeni etimden koparıp önüne koydum Kulaklarını koy kemiklerime, vahameti bir dinle Nasıl olduğumu mutlaka bilmeliydin Müzehher Beş minareden adın geliyor, hiçbiri sela değil Adımı sana hatırlatmak hiçbir kitaba düşmesin Bin ışıklı şehirden, bir atla, bir hışımla geçtim Lütfen aç göğsünü, sen de bana bin kez rastla. Nasıl olduğumu mutlaka bilmeliydin Müzehher Kavmimden herkesin ellerine diken batmış Beni bağırıyorlar büyülü ilahilerde imdat diyerek Gördün mü eteğinin dibinde aklı yitip gideni Kuşağına fısıldamasan, sancılar içime batıyor Nasıl olduğumu mutlaka bilmeliydin Müzehher