nde aret yer- ve- lara ka- en- ro- sa- afa tü- suz -la- dir. Aydınlık, güneşli bir hava.….. Annesi ko- nuşurken mavi tüylü bir y

nde aret yer- ve- lara ka- en- ro- sa- afa tü- suz -la- dir. Aydınlık, güneşli bir hava.….. Annesi ko- nuşurken mavi tüylü bir yelpazeyi yavaş yavaş sallıyor. Çocuk yavaşça kucağın- dan kaydı. Kadın onu kollarından tuta- rak yanına oturttu. im Palme Yayınevi stü meliyiz. 11/ Bütün yazarlar roman kahramanı olmak için yazıyor fakat gerçek roman yazarı, romanın kahramanı olmaması gerektiğini bilir; ayrıca yarattığı kahramanlara tarafsız yaklaşır, oku- run aklına ve duygularına sızmaya kalkışmaz. Aşağıdakilerden hangisinin bu ilkeye dikkat edilerek yazılmış bir romandan alındığı söylenemez? (A) Tamirci, kartona benzeyen kalın deriyi iki tarafı keskin incecik, sapsız bıçağıy- la kesti. Ağzına bir avuç çivi doldurdu. Sonra bunları ağzından çıkarıp ayakka- bıların altına mıhladı. 4 a Zavallı Berna, incinen gururu tamir et- menin yollarını arıyordu, intikam dolu bir kadının neler yapacağı bilinen bir gerçek! Berna da ince ince plan kurma- ya başladı. Kahya köyün meydanından geçip diğer uçtaki çıkış kapısına vardı. Kapı kapa- lıydı. At üzerindeyken onu açamazdı. Birilerini çağırdı fakat kapıyı açmak için kimse gelmedi. Yapayalnız bir hayat yaşadığının far- kındaydı. Kimse onu sevmemiş, herkes ondan uzaklaşmıştı. Geleceğe dair bu endişeleri taşımak bedenine, ruhuna çok ağır geliyordu. L C