Oğlan bu sefer çıplak yumruğuyla boğanın alnına sert bir vurdu. Ardından yumruğunu hayvanın başına dayayıp sürdü, hayvanı alanda
Oğlan bu sefer çıplak yumruğuyla boğanın alnına sert bir vurdu. Ardından yumruğunu hayvanın başına dayayıp sürdü, hayvanı alandan çıkardı. Boğayla oğlan meydanda bir süre çekiştiler. Bayındır Han da konuklarıyla izliyordu. Boğanın iki omzu silme kö- pük oldu. Ne oğlan boğayı, ne boğa oğlanı yenebildi. Oğlan bir yol düşündü: Bir dama direk vururlar, dama dayanak olur. Ben niye bunun alnına dayak oldum ki deme- siyle oğlan yumruğunu boğanın alnından çekti. Boğa ayak- ları üstünde duramadı, düştü, tepesinin üstüne yıkıldı. Oğlanın eli bıçağına gitti, boğanın başını kesti. Oğuz beyleri oğlanın çevresini sarıp onu kutladılar. Dedem Korkut gelsin, bu oğlana ad koysun, yanı sıra gidip babasından oğluna beylik istesin, taht alıversin, dediler. Ol zamanda bir oğlan baş kesip kan dökmedikçe ona ad koy- mazlardı. Hemen seslendiler, Dedem Korkut gelip oğlanı aldı, ba- basına vardı. Dede Korkut, oğlanın babasına söylemiş, gö- relim hele ne söylemiş: "Hey Dirse Han, gel oğlana beylik ver, taht ver; erdemli- dir. Boynu uzun, atası sudan çıkma bir bidev at ver bu oğla- na, binit olsun; hünerlidir. Gel, ağıldan tümenle koyun ver bu oğlana, şişlik olsun; erdemlidir. Deve ahırından kızıl de- ve ver bu oğlana, yüklet olsun; hünerlidir. Altın başlı büyük bir ev ver bu oğlana, gölgelik olsun; hünerlidir. Bayındır Han'ın ak meydanında kapışmış bu oğlan, boğayı öldür- müştür; bu nedenle oğlunun adı Boğaç Han olsun! Adını ben verdim, yaşını Allah versin." dedi. Dirse Han öğüdü tuttu, oğlana beylik verdi, taht verdi; oğlan tahta çıktı, ama babasının kırk yiğidini takmaz oldu.