Olay: Ahmet'in, okul müdürünün yemeğini yemesi Yer: Okul kantini 5 Kişiler: Ahmet, okul müdürü, kantinci Zaman: Öğle arası Aşağı
Olay: Ahmet'in, okul müdürünün yemeğini yemesi Yer: Okul kantini 5 Kişiler: Ahmet, okul müdürü, kantinci Zaman: Öğle arası Aşağıdakilerin hangisinde, verilen hikâye unsurlarının tamamı kullanılmıştır? A) Sıcak bir mayıs gününde, öğle arası zili henüz çalmıştı. Sınıflar yavaş yavaş boşalıyordu. Ahmet, bugün eve gidemeyeceği için öğle yemeğini kantinde yemeye karar vermişti. Kantine inip kantinciden bugünün listesinde olanlardan istedi. Önünde okul müdürü vardı, kantinciyle sohbet ediyorlardı. Kantinci bir yandan da Ahmet'in yemeğini hazırladı. Ahmet, yemeği alıp köşedeki masaya geçti. Karnını doyurdu ve bulaşık tabak ve kaşığı tekrar kantine bırakarak sınıfına çıktı. B) Ahmet, okul kantinine geldiğinde doğru kantincinin yanına gitmişti. Öğle arası 40 dakikaydı ve yemek yemek için fazla zamanı yoktu. Kantinci ve müdür, oturmuş bir şeyler tartışıyorlardı. Ahmet, kantinciye bir seslendi, iki seslendi, sesini duyuramadı. O anda gözü masanın üzerinde hazırlanmış tepsiye ilişti. "Herhalde fazladır." diyerek tepsiyi alarak kolonun yanındaki masaya oturdu ve afiyetle yemeye başladı. Kantincinin "Dur oğlum, o müdürün yemeği!" diye bağırması için çok geçti. C) Ders zilinin çalmasıyla fırladı aniden. Karni o kadar acıkmıştı ki durmaya sabrı yoktu. Öğle arası da kısacıktı zaten, yemek mi yiyecekti, maç mı yapacaklardı? O yüzden acele etmeliydi. Hemen kantine indi ve kan- tincinin hazırlamakta olduğu yemeği gördü. Hiç beklemeden cebinden parayı çıkardı, kantincinin önüne bıraktı ve elindeki yemekleri kaparak en yakınındaki masaya çöktü. Hızlı hızlı yemeye başlamıştı ki omzuna bir el dokunduğunu hissetti. "Afiyet olsun oğlum da benim yemeğimi neden yiyorsun?" diyen müdürü görünce bir anda tıkandı. D) Ahmet, kantine geldiğinde kimsecikler yoktu. "Şanslıyım." diye düşündü çünkü yemek için sıra bekleme- yecekti. Hemen kantincinin yanına gitti ve "Bugün neler var menüde usta şefimiz?" diyerek günlük yağını yaktı. Kantinci bayılırdı övgü dolu sözlere, bu yüzden Ahmet'in yemeğini fazla fazla verdi. Ahmet, tepsiyi kaptığı gibi bir masaya oturdu ve yangından mal kaçınır gibi yemeye başladı. Bu arada merdivenlerden inen müdür, Ahmet'i gördü ve yanına geldi. "Hayrola Ahmet? Bu saatte ne işin var burada, neden derste değilsin?" diyerek yanındaki sandalyeye oturdu.