oti, sonra birine eyeceğine ina- s ilerde, başka aşadıkları, an- ?Soluk soluğa eçen taksiye el çin bunlardan karşıdan hız- avaşl
oti, sonra birine eyeceğine ina- s ilerde, başka aşadıkları, an- ?Soluk soluğa eçen taksiye el çin bunlardan karşıdan hız- avaşlayıp ya- koştu. Bir ka- an şoföre yak- gözlerini gör- lenemez? nılmıştır. ştir. ası yansıtıl- ilgisini çe- den günü- nuştur. Ro- ların karşı- turulan ça- Sre şekille- Tanzimat k nedir bil- yet Döne- en kızı ---- n hangisi A 22. Tevfik Fikret ve Yahya Kemal'in şiir anlayışlarını karşılaştır- mak amacıyla tasarlanan hayali bir görüşme planlanmıştır. Bu görüşmede iki sanatçı, şiirleri üzerine bir tartışma ger- çekleştirir. Aşağıdakilerden hangisi bu görüşmede geçebilecek bir diyalogdan alınmıştır? A) Yahya Kemal: Şiir dilini her şeyin üstünde tuttuğunuz- da okuyucuya iletecek bir mesajınız kalmaz. Tevfik Fikret: Ömrümün her döneminde şiirin dilinin, ile- tisinden önce geldiğine inandım; bu inancım ömür bo- yunca da sürecek. B) Tevfik Fikret: II. Meşrutiyet ile birlikte genç şairlere ön- cülük edip "Sanat, şahsi ve muhteremdir." sloganı ile şi- ir dünyasına yeni bir nefes getirmiştik. Yahya Kemal: Siz bu sözleri terennüm ederken bizler, soyumuzun binlerce yıl önce kullandığı biçimlerle halkın şiirine yönelmiştik. C) Yahya Kemal: Servetifünun Dönemi sona erdikten son- ra İstanbul'a duyduğunuz nefreti "Örtün, evet, ey hâile.../ Örtün, evet, ey şehr" dizeleri ile dile getirmeniz, benim gibi birçok İstanbul âşığını yaralamıştı. Tevfik Fikret: Birçoklarını bilmem ancak seni kızdırdığı, "Bir devri lânetiyle boğan şairin Sis'i/Vicdan ve rüh elem- lerinin en zehirlisi" dizelerinden belli. D) Tevfik Fikret: Servetifünun Dönemi'nde benimle hare- ket eden birkaç parnasyen şair daha olsaydı Türk şiirini tam anlamıyla Batılı bir kimliğe büründürebilirdik. Yahya Kemal: Öncelikle şu kanaatimi belirteyim: Şiirde parnasizm akımını benimsemek, has şiire hiçbir zaman ulaşamayacağını peşinen kabul etmektir. E) Yahya Kemal: Şiiri düzyazıya yaklaştırma gayretlerim, birçok şair tarafından takdirle karşılansa da Mehmet Akif gibi realist sanatçılarca eleştirildi. Tevfik Fikret: Şiir, düzyazı ile ifade edilemeyecek kadar yüce bir dil seviyesidir; bu seviyenin farkında olanlar el- bette bu yanlışa itiraz edecekti.