Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

Parçadaki sözcüklerin arasına yerli yersiz, sıfat yerleş- tirmenin edebiyat metninin bir özelliği olduğunu sanan "yazar adayları

Parçadaki sözcüklerin arasına yerli yersiz, sıfat yerleş-
tirmenin edebiyat metninin bir özelliği olduğunu sanan
"yazar adayları" var. Bence yazmayla ilgili en temel yan-
lışlardan biridir bu. Yakın anlamlı sıfatların işlevsiz olarak
kullanıldığı cümleler,

Parçadaki sözcüklerin arasına yerli yersiz, sıfat yerleş- tirmenin edebiyat metninin bir özelliği olduğunu sanan "yazar adayları" var. Bence yazmayla ilgili en temel yan- lışlardan biridir bu. Yakın anlamlı sıfatların işlevsiz olarak kullanıldığı cümleler, dikiş izlerini belli eden bir elbiseye benziyor. Böyle olunca okur, bir bütün olarak kumaşı de- ğil dikiş izlerini görüyor. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada eleştirilen bakış açısıyla yazılmıştır? A) Eve gelince mektubunu verdiler. Nasıl sevindim bil- sen. Hemen, çabucak, hiç vakit kaybetmeden yazıyo- rum. Adresini bilseydim iki gün önce yazacaktım. Sen gideli bana bir şeyler oluyor. Kimselere açamıyorum. Senin burada olmanı istiyorum... Bu akşam önceki oturduğumuz, eski sokağımızdan geçtim. Evin karşı- sında durdum. O uzakta durdu. Gene konuşmadı. B) Parlak saçlı, ince bıyıklı bir genç geldi yakınına otur- du. Ayşe'nin gözü kapılarda ama üstünde onun ba- kışlarını duyuyor, sinirleniyor. Ne kalabalık! Bir o yok sanki! Salonun kapıları açılınca bekleyenler itişe kakı- şa yürüdüler. Bir kadın bağırdı. Yeni gelenler geç kal- mış gibi koşuyorlar. Bekleme salonu boşaldı. En son iki kız öğrenci girdi. Şimdi bir Ayşe var oturan bir de o bıyıklı. C) Simit yiyerek yürüyor. Tek tük geçenler dönüp ona bakıyorlar. Kılığı düzgün bir adamın sokakta simit yemesi yasaktır. Bütün yasaklar gibi bunun da kaça- mak yolu yok mu? Simidi kır, cebine sok. Tek elinle bir lokma koparıp kimseye sezdirmeden ağzına at. Ama ben dişlerim sağlamken ısıracağım. D) Artık bütün o arka sırada oturan çiftler gibiydiler. İçeri girer girmez, sanki vakit hesaplayıp da gelmişler gibi, salon kapılarının açılıp bekleyeceklerdi. Karanlıkta boş yerlere doğru iteklenmekten iğrenirdi. E) - En kötüsü güzel burunlu yaratılmaktır. Adınız Güler, Ben daha sizinkini bilmiyorum. - Öğre- değil mi? neceksiniz. Bence insanın adı onunla en az ilgili olan yanıdır. Doğar doğmaz, o bilmeden başkaları veriyor. Ama yapışıp kalıyor ona. Onsuz olamıyor. 66 4