reis Yayınlar Si- 19. Onun şiirleri hiç de alışık olmadığımız bir oyundur. Ki- tabe-i Seng-i Mezar diye tumturaklı bir eda ile b
reis Yayınlar Si- 19. Onun şiirleri hiç de alışık olmadığımız bir oyundur. Ki- tabe-i Seng-i Mezar diye tumturaklı bir eda ile başladığı Süleyman Efendi'sini, nasır derdi ile bitirir; göklerde mu- siki ve şiirle alışveriş ederken birden rakı şişesinde balık olmak ister. Kuşçudan yüz liralık bulut ister, gökyüzünü maviye boyar, yırtılan denizleri diker, ceketiyle dertleşir. Hep bir sürpriz karşısında kalakalırsınız şiir bittiğinde. İfti- harla, "Neler yapmadık bu vatan için!” diye başlar; ardın- dan: "Kimimiz öldük, kimimiz nutuk söyledik." der. "Be- dava yaşıyoruz bedava!" diye bir sevinç çığlığı koparır. Bize ilk duyuşta kahkahalar kopartan bu oyunun derin, düşündürücü tesiri üzerinde durmama artık lüzum yoktur sanırım. Bütün maharetinin şiire nasır ya da cımbız gibi temaları sokmak olduğunu söyleyip onun şiirini küçüm- seyenler bile hicvi ne kadar ileri götürdüğünü, bu şiirleri ile hicivde âdeta yeni bir tür yarattığını kabul ederler. Bu parçada anlatılanlardan hareketle aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? A) Orhan Veli'nin şiir anlayışı, şiirlerinden alınan dizeler- le örneklendirilmiştir. B) Şairin, sözü şaşırtıcı sona bağlamadaki ustalığına de- ğinilmiştir. C) Şairin şiire alışılmışın dışında temalar soktuğundan söz edilmiştir. D) Şairin, şiirlerinde ironi ve mizahı ustaca kullandığı sa- els vunulmuştur. E) Şairin şiirlerinin derinlikten uzak ve yüzeysel olduğu ileri sürülmüştür. Her Erdost, o yıllarda daha önceki meyen, çok farklı bir