Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

RIM H 3. Nasreddin Hoca fıkraları, nüktedan ve yaşamın içinden hikâyeleri ile nesiller boyu bizimle. Her fıkrasında, her sözünde

RIM H
3.
Nasreddin Hoca fıkraları, nüktedan ve yaşamın içinden hikâyeleri ile nesiller boyu bizimle. Her
fıkrasında, her sözünde ayrı bir öğüt, ayrı bir mesaj gizli. Nasrettin Hoca'nın fıkralarında verilen
mesajlardan bir kısmı şunlardır:
İnsanın kendi özü

RIM H 3. Nasreddin Hoca fıkraları, nüktedan ve yaşamın içinden hikâyeleri ile nesiller boyu bizimle. Her fıkrasında, her sözünde ayrı bir öğüt, ayrı bir mesaj gizli. Nasrettin Hoca'nın fıkralarında verilen mesajlardan bir kısmı şunlardır: İnsanın kendi özünden çok kılık kıyafetine, dış görünümüne değer verilmesi yanlıştır. Bazı durumlarda anlaşmazlık yaratan şeyler ortadan kalktığında sorunlar da kendiliğinden ço- zülür. • Bazen insanlar istenilen bir işi yapmamak için geçersiz birtakım nedenler ileri sürüp bahaneler bulabilirler.. Buna göre aşağıda verilen Nasrettin Hoca fıkralarından hangisi verilen mesajlardan her- hangi birini içermez? . Bir gün Hoca komşusundan kazan ister. Kazanla işini bitirdik- ten sonra kazanın içine bir küçük tencere koyup götürür. Komşu, kazanın içinde tencereyi görünce: "Bu nedir?" diye sorar. Hoca, "Senin kazan doğurdu." deyince komşu hiç üstelemez. Yine bir gün Hoca kazan ister, alır götürür. Sahibi bir hayli müddet bekler, bakar ki kazan gelmez. Hoca'ya gelerek kazanı sorar. Hoca komşusuna kazanın öldüğünü söyler. Komşu "Hoca Efendi, hiç kazan ölür mü?” deyince Hoca cevabı yapıştırır: "Kazanın doğurduğuna inanırsın da öldüğüne inanmaz misin?" Nasreddin Hoca Akşehir'in ileri gelen beyleri tarafından yemeğe davet edilir. Bu davete günlük kıyafetleriyle giden hocayla kimse ilgilenmez. Buna içerleyen Hoca, hemen bulunduğu yeri terk eder ve bir süre sonra en gösterişli kürkünü giyerek tekrar kapıyı çalar. Hocayı kürküyle karşısında görenler hürmette kusur etmezler ve sofrada başköşeye oturturlar. Hoca yemeğine başladığında, bir yandan kürkünün kolunu yemeklerin içine batırır, bir yandan da "Ye kürküm, ye!" der. Bunu görenler, "Aman Hoca, ne yapıyorsun?" diye sorunca hoca, "Kürksüz adamdan sayılmadık ki. İtibarı o gördü, yemeği de o yesin bari" der. Genelde ödünç aldığı şeyleri geri vermeyen, verse de kırık dökük hâlde iade eden komşusu bir gün Nasreddin Hoca'dan ip ödünç ister. Hoca bunun karşılığında eve girip çıkar ve: "İp boşta değil, bizim hanım ipe un sermiş." der. Şaşıran komşu- su: "Aman Hoca, ne yaptın, ipe un serilir mi hiç?" diye çıkışın- ca Hoca cevap vermekte gecikmez: "Serilir, neden serilmesin? Vermeye gönül razı olmayınca ipe un da serilir." Nasreddin Hoca, soğuk bir kış günü kapısının önünde gürültü işitince meraklanıp sırtında yorganıyla dışarı çıkar. Kapısının önünde birkaç kişinin bağırış çağırış içinde kavga ettiğini görür ve hemen aralarına girer. O sırada içlerinden biri Hoca'nın yorganını kaptığı gibi kaçar. Neye uğradığını şaşıran hoca, kavgayı sonlandırmış bir hâlde evine dönünce karısı sorar: "Hoca, neymiş o gürültü?" Hoca da "Ne olacak hanım, kavga bizim yorgan yüzündenmiş. Gördün mü bak? Yorgan gitti, kavga bitti!" der.