rleşmiş Yas ve taziye evleri büyük ve kalabalık şehirlere yenik düş- tü. Kalabalıklaştıkça acımızda da yalnızlaştık. Eskiden sır

rleşmiş Yas ve taziye evleri büyük ve kalabalık şehirlere yenik düş- tü. Kalabalıklaştıkça acımızda da yalnızlaştık. Eskiden sırta değen her el şifaydı, "Seni anlıyorum, acını paylaşıyorum." demekti. Taziye yemeği demek, belediyeden kutu kutu pide ebiyat- demek değildi; acının sofrası demekti, özendi. Acısı olan evde, insan da karşıdan belli ederdi kendini. Yavaşlardı hayat. Radyo, televizyon açılmaz; küçük harflerle, küçük cümlelerle konuşulurdu. Sevinçler bir süre kapının dışında tutulur, düğünler ertelenirdi ve zamanla hafiflerdi acılar. dene- Bu parçada yazar, aşağıdakilerin hangisinden özellikle yakınmaktadır? A) Taziye evlerine eskisi kadar ziyaretçi gitmemesinden BAcısı olan evlerin günümüzde acılarını kimseyle paylaş- mamasından Artık taziye evlerinde bile radyo ve televizyonun rahatlık- la açılmasından Günümüzde acının paylaşılmayıp yas tutanlara gerekli saygının gösterilmemesinden E) Büyükşehirlerde taziyenin özensizce ve sayıca yetersiz yapılmasından