Sanatı bir yansıtma olarak yorumlayanlara göre edebiyat, dünyaya tutulmuş bir aynadır; toplumu, gerçekliği yansıtır. Dolayısıyla
Sanatı bir yansıtma olarak yorumlayanlara göre edebiyat, dünyaya tutulmuş bir aynadır; toplumu, gerçekliği yansıtır. Dolayısıyla da insanı, yaşamı açıklar. Yansıtma kuramını benimseyen kimi düşünürlerse bunu yeterli bulmaz, edebi- yatın eğitici bir nitelik taşıması gerektiğini öne sürerler. On- lara göre edebiyat yapıtı gerçekliği yansıtmakla yetinmeme- li, toplumsal ya da siyasal açıdan insanları eğitmeli, bilinç lendirmelidir. Bu görüşlere bağlı olarak bir edebiyat yapıtının değerlendirilmesinde iki ölçüt geçerlidir: Gerçekliğin yansıtı- lışındaki başarı ve okur ya da toplum üzerindeki etkinin ni teliği. Anlatımcılar ise sanatçının duygularını dile getirmesi- nin, aktarmasının önemli olduğunu öne sürerler. Burada da okuru eğitme söz konusudur ama bu duygusal bir eğitmedir. Böyle olunca anlatım ve aktarım ile aktarılan duygunun ah- laki açıdan değeri ölçüt olarak kullanılmaktadır. Bu parçadan hareketle, A I. Anlatımcı anlayışa göre yapıta sanatçının hislerinin yansıtılması gerektiği, II. Yansıtma anlayışının temelinde olanı olduğu gibi ifa- lebi de edilmesi gerektiği, Meme III. Anlatımcı anlayışının temelinde okuru eğitmek olma- sitten puncdığı evib nuel yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız B) Ive II B) Yalnız II C) Yalnız III E) II ve III 2. Her fark der ruh ma gü lim - ta 4 SI ac Ō O g E