Sanatın dili, yoruma açık bir dildir. Sanatın tarihsel sürecinde bilimde olduğu gibi ilerlemeci, doğrusal bir gelişme çizgisi yo
Sanatın dili, yoruma açık bir dildir. Sanatın tarihsel sürecinde bilimde olduğu gibi ilerlemeci, doğrusal bir gelişme çizgisi yok- tur. İçeriği zengin olduğundan ve sınırları çizilemediğinden sa- nat eserinin "ne" olduğu ve "nasıl" üretildiği üzerine yapılan yorumlar tarihsel süreçte sürekli belirsiz kalmıştır. Böyle kal- maya da devam edecektir. Bugün sanat kavramının içeriği çok genişlediğinden sınırlarını belirlemek zorlaşmıştır. Dolayısıyla bu geniş yelpazede sanat tüketicisinin, üretilenleri anlamada yaşadığı zorluklar ve farklılıklar anlaşılabilir bir durumdur. Bir sanat eserine yönelik değerlendirmeler, dört temel başlıkta toplanabilir: Sanatçı, yapıt, alımlayıcı ve toplum merkezli yak- laşım biçimleri. Bu görüşlere göre toplum merkezli yaklaşım- cılar bir eseri sanat yapan özellikleri, yapıtın dış dünya ile olan ilişkilerinde arar. Sanatçı bakış açısını taşıyanlar sanatçının ki- şisel yaşantısına, duygularını yapıtına yansıtabilmesine baka- rak belirlerler sanat yapıtının değerini. Alımlayıcı görüşe göre ise sanatın değeri, okur ya da izleyicinin heyecanında aranır. Yapıt odaklı bakanlara göre ise sanat yapıtının estetik değeri dışarıda bir yerde değil, yapıtın içindedir.