şey söylemek istiyordu, dinlemedim. Hoş... ateşkes, barış istemiyor değilim. Aslında bütün milletlerin kudurmuş gibi, boğaz boğa
şey söylemek istiyordu, dinlemedim. Hoş... ateşkes, barış istemiyor değilim. Aslında bütün milletlerin kudurmuş gibi, boğaz boğaza, milyonlarca insanı parçalamalarını an- lamsız buluyordum. Hele bizim savaşa girmemiz bütün bütün canımı sıkmıştı. Fakat uzun savaş yılları bende yeni bir duygu uyandırmadı. Birkaç defa resmî işler için Al- manya'ya gittim geldim. Savaş, siyasi kâğıt yığınlarını ço- ğalttı o kadar, hayli sefalet, açlık filan da oldu. Fakat biz bunu duymadık. Annem, İzmirli zengin bir ailenin İstan- bul'da büyümüş bir kızıdır; hâlâ çiftliklerinden para gelir. Alışkanlıklarımın hiçbiri savaşla bozulmadı. Şimdi hikâyemden ayrıca annemi düşünüyordum. Yaşlı, alafranga, zeki bir Şişli hanımı. Allahım, o Şişli, Bü- yükada arasında ne dedikodu, ne kukla oyunları olur. Hepsi annemin salonunda başlamasa bile onun salonun- dan yayılır. Ne alafranga efendiler, ne sürmeli gözlü, si- nirli, süslü hanımlar gelir gider... Annem, benim Bulgar Mütarekesi'ni dinlemediğimi görünce somurtkan, sigarasını yaktı. Koltukta dargın ve çatkın yerleşti. Ben çıngırağı çaldım; Katina'ya bir kahve ismarladım; bir yaldızlı sigara da ben yaktım. Rahatsız edici bir diş ağrısından birdenbire kurtulmuş bir adam se- vinci duydum ve o zaman Katina, kahveyle birlikte Ce- mal'in geldiğini haber verdi. Evet, annem mütareke lakır- dısından sonra onu söylemek istiyordu galiba. Neme la- zım... Alman imparatoru gelse sigaramın verdiği rahatı bozamaz. Cemal, annemin amcasının oğludur. Dünya Sa- vaşı'nda subaydı. Dünyayı dolaştı. Galiba birçok da ya- ralandı durdu. Fakat o yaralı geldiği zaman ben ya Alman- ya'daydım ya da ilgilenmedim. Cemal'i asıl kız kardeşin- den dolayı hatırımda tutuyordum. Galiba on iki sene oluyor, annem beni evlendirmek istedi ve kızı İstanbul'a davet etti. Aman ya Rabbi... Adı Ayşe olan İzmirli bir kız. Çantamı topladım, Avrupa'ya kaçtım. Bereket versin, 17