Şimdi hayatta olmayan değerli bir fikir adamımız "Biz düşünmeyen bir toplumuz." demişti. Tabii onun bu düşüncesi, Olkemizin Batı

Şimdi hayatta olmayan değerli bir fikir adamımız "Biz düşünmeyen bir toplumuz." demişti. Tabii onun bu düşüncesi, Olkemizin Batı'yla yapılmış bir kıyaslamasından doğuyordu. Bu hükmü daha çok da günü- müzdekl, kolaya kaçan düşünme tembelliğine, taklitçiliğe, sekilciliğe, kaliplaşmaya bakarak veriyordu. Haksız da değildi. Düşünmek için sorumluluk, bilgi, istek, yetenek ve eğitim gerekil. Kısacası her işin başı sağlık ise her başarının temeli düşünmektir. Birçok hayati konuda geç kalışımız da düşünmeye geç başlayışimizdan kaynaklanmıyor mu? Mesela çevre korumanın ne oldugunu yeni yeni anlamaya ve an- latmaya başladik. Kayıplarımız telafi edilemeyecek şekilde büyüdükten sonra önlemler almaya başladık ama bu önlemler ne kadar yeterli? Bir taraftan çevreyi koruma tedbirlerini ararken, çevre gönüllülerini. teşkilatlandırırken bir taraftan da tabiatı bozmaya, çirkinleştirmeye çalışıyor ve insanoğlunun sağlığı için kullanılamaz hale getiriyoruz. Akil almaz bir tezat... Bugüne kadar kim bilir kaç hektarlık orman yok oldu, kaç çeşit şifalı ve denge unsuru bitkinin ve çiçeğin nesli tükendi , kaç kuş çeşidinin nesli köreldi, farkında değiliz. Daha önce bunları tespit ettik mi ki kaybolduklarında ne olduklarını ortaya koyabilelim? Bu metinde asıl anlatilmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Tanınmış bir fikir adarumizin öngörüleri dikkate alınmadığı için çevre kirliliği, sonuçları telafi edileme- yecek kadar artmıştır. B) Sosyal şekilciliğe ve taklitçiliğe saplanarak yüzeysel fikir akımlarına bağlanarak toplumsal birikimler gelecede aktarılamaz. C) Tabiat ve çevre sorunlarıyla karşı karşıya kalmamızın temelinde, vaktinden sonra fikir üretmeye ça- lismamiz yatmaktadır. Datanın neresinden dönersek kardır, anlayışıyla yaşanan tüm toplumsal sorunlara en kısa sürede çözüm üretmemiz gerekmektedir.