SIRA SENDE Betimleme ve öyküleme anlatım biçimleri sanatsal yazılar olduğu için birbirine benzer ancak betimlemede zaman akışı y
SIRA SENDE Betimleme ve öyküleme anlatım biçimleri sanatsal yazılar olduğu için birbirine benzer ancak betimlemede zaman akışı yoktur, zaman durdurulmuş ve o an içinde görülenler anlatılır. Öykülemede ise zaman akışı vardır ve parça- da olay anlatılırken zamanın geçtiği anlaşılır. Bu açıklamadan hareketle aşağıdaki metinlerin hangilerinde betimleyici anlatım ağır basmaktadır, işaret- leyiniz. 1. Bir haftadır kar yağıyor. Kasaba bembeyaz bir yorgan almış üstüne sanki. Evden eve gidebilmek için kar koridorları oluşturulmuş. Ara sıra yağan tipiyle bu koridorlar da karla doluyor. Ocağın başına oturmuş ni- nem, bir yandan ısınıyor, bir yandan da mis kokulu çörekler pişiriyor bize. Ocakta pişirdiği patatesler biz çocuklar için hem yemek hem de eğlence kaynağı oluyor. 2. Günümüzde tarihi ve doğal güzellikleriyle Batı Karadeniz'de ön plana çıkan en güzel şehirlerimizden Kas- tamonu'ya gittik bu yaz. Kastamonu'da meydanda otobüsten indiğimizde Şerife Bacı Anıtı karşılıyor bizi. Bu anıt, ülkemizin en büyük anıtı unvanını taşıyor. Anıtın hemen arkasında valilik olarak kullanılan tarihî bina yer alıyor. Onun yan tarafında da saat kulesi... Şehirde suyu iyice azalmış bir nehir... Nehrin üzerin- de taş bir köprü... Köprüden karşıya geçip çarşının içine giriyoruz. 3. Tomara Şelalesi, Gümüşhane'de, Şiran ilçesine 25 kilometre mesafede bulunan Seydibaba köyündedir. Bu muhteşem güzellikteki şelale, kayaları patlatarak 20 metre genişliğinde bir alandan çıkarak 25 metre yükseklikten ve 2 kilometre uzaklıktan duyulacak şekilde söylediği ninnilerin kadife sesleri ile yatağına dö- külmektedir. Suyun akış vadisi içerisinde oluşturduğu akış kıvrımları, akış rejimi vadinin rafting yapılabile- cek konumda olmasını sağlamaktadır. 4. MÖ V. yüzyıl ressamlarından Zeuxis, elinde üzüm tutan bir çocuğun resmini yapmış. Üzümler öylesine gerçeğe benzemiş ki kuşlar gelip yemeğe kalkmışlar. Zeuxis, bundan dolayı övüldüğü zaman, üzülerek "Çocuğu da gerçeğe uygun yapabilseydim kuşlar ondan korkar, üzümleri yemeye çalışmazlardı." demiş.