Tarihte görülen en erken sanat üslupları, güneşin acımasızlıkla kavurduğu ve ancak nehirlerin suladığı toprakların besin verdi-
Tarihte görülen en erken sanat üslupları, güneşin acımasızlıkla kavurduğu ve ancak nehirlerin suladığı toprakların besin verdi- gi vahalarda Doğulu kralların baskılı yönetimi altında doğdu. Ve bu üslupların modası, binlerce yıl hemen hemen hiç geçmedi. Bunlardan hålá devam edenler de var. Bu imparatorlukları çev- releyen denizin daha yumuşak iklimli diyarlarında, Doğu Akde- niz'in irili ufaklı birçok adasında, Yunanistan'ın ve Küçükasya'nın (Anadolu) yarımadalarının girintili çıkıntılı kıyılarında Yunanlı sa- natçılar, taştan heykeller oymaya başladıkları zaman Mısırlı ve Asurlu sanatçıların bıraktıkları noktadan işe koyuldular. Çünkü sanat, bireysel bir iş değildi. En özgün eserler bile birikime sırtı- ni yaslamadan ortaya çıkamazdı. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yorumlardan hangisi yapılamaz? A) Sanat, her zaman önceki birikimlerin üzerine yeni ekleme- ler yaparak inşa edilir. B) Kalıcı ve olgun bir sanat tarzı oluşturmak için sanatçıya öz- gür bir alan bırakmak gerekir. C) Her sanatçı, kendine kadar gelenlerin tecrübelerinden bir şe- kilde yararlanmadan hareket edemez. D) Sanat dünyasında tam anlamıyla özgünlük, mümkün ol- mayan bir niteliktir. 8 Her sanatçının, dile getirsin veya getirmesin, kendi alanın- daki tecrübeillere minnettarlık borcu vardır.