ti b SO k dugu zandli un Ölümün karşısında, ne yapsak, muvaffak olmuş vil aktörden farkımız olmayacak. O kadar, muvaffak ol- muş
ti b SO k dugu zandli un Ölümün karşısında, ne yapsak, muvaffak olmuş vil aktörden farkımız olmayacak. O kadar, muvaffak ol- muş bir aktör. Sarıldı . Onu kendi yatağına götürdü. Yorganı üst- lerine çekti; soğumaya başlayan vücudu isitmaya çalışı tı. Vücudunu, hayatiyetini bu soğuk insana aşılamaya uğraştı. Sonra, âciz, onu köşe minderinin üzerine attı. Bütün arzusuna rağmen o gün ağlayamadı. Gözleri yandı, yandı, bir damla yaş çıkarmadı. Aynaya baktı. En büyük kederin karşısında, bir gece uykusuz kalmış g 4