TÜRK DİLİNİN GELİŞİMİ Osmanlı Devleti'nde iki çeşit dil vardı. Kırsal bölgelerde yaşayanlarla birlikte büyük bir halk topluluğu
TÜRK DİLİNİN GELİŞİMİ Osmanlı Devleti'nde iki çeşit dil vardı. Kırsal bölgelerde yaşayanlarla birlikte büyük bir halk topluluğu katiksız Türkçe konuşuyorlardı. İslam devletlerinde bilim ve hukuk dili Arapça, edebi- yat dill Farsça idi. Aydınlar medreselerde bu iki dilin kaliplarıyla okuyup yazmaya ve konuşma- ya alışmışlardı. Bu nedenle ülkede iki çeşit dil kullanılıyordu. Böylece bilim, edebiyat, resmi ya- zışma dillerinde Arapça, Farsça pek çok kelime ve dil bilgisi kuralı Türkçeye yerleşmiş; Türkçe kişiliğini yitirmişti. Bu alanlarda konuşulan dile Osmanlıca denilirdi. Türkçecilik akımının bilim ve devlet dilini de kapsaması, Cumhuriyet Dönemi'ne rastliyordu. Milliyetçiliği ve bağımsızlığı dev- letin ruhu yapan Atatürk, dilimizin yabancı dillerin boyunduruğunda kalmasına izin veremezdi. Cumhuriyetin ilanından sonra yapılan çalışmalarla sade, duru, kolay anlaşılır Türkçe her işe ege- men kılındı. Atatürk kongreler toplattı, Türk Dil Kurumunu kurdu. Bu kurumun aracılığı ile halkın konuştuğu Türkçe resmî dilimiz oldu. Türkçedeki yabancı kelimeler, deyimler, kurallar zamanla temizlendi. Bilim ve sanat dallarında karşılığı bulunmayan kavramlar için yeni Türkçe adlar türe- tildi. Bilimsel esaslara dayalı bu tür çalışmalarla dildeki Osmanlı kelimeler sona erdi, Türk dili iş- lenip zenginleşme yoluna sokuldu. Türkçe, Atatürk ile gerçek bir edebiyat, sanat ve bilim dili ol- du. Dil bilgisi açısından dünyanın en mükemmel dili olan Türkçe, bu çabalarla gerçek yerini bul- muş oldu. (MEB) 5. Metinden aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Cumhuriyet Dönemi'nde Türkçecilik akımı kapsamını daha da genişletmiştir. B) Dil bilgisi açısından Türkçe dünyanın en iyi dilidir. C) Osmanlıda bazı alanlarda dil farklı olsa da halkın bir kısmı Türkçe konuşuyordu. D) Atatürk, Türk dilinin gelişimi için çeşitli çalışmalar yürütmüştü.