Türkçe 20. Hikâye, nüansları yakalama sanatıdir. Roman gibi bütün bir hayatı topuyla kucaklamaz, hayatin bir ens- tantanesini te

Türkçe 20. Hikâye, nüansları yakalama sanatıdir. Roman gibi bütün bir hayatı topuyla kucaklamaz, hayatin bir ens- tantanesini tespit eder, sonra o enstantaneyi seri bir Oslúpla önümüze serer. İyi bir bikayede gereksiz kell: meler yoktur. İyi bir hikâyeci, kelimelerini, hesaplaya- rak ve bir seçime bağlı tutarak kullanmak zorundadir. Onun alanı, romanin soluklu ve geniş alanından yok- sundur çünkü. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi, geçtiği hikayenin iyi bir hikâye olmasını engeller? A Genç teğmen binbaşı ile görüşüp onun tembihleri- ni de aldıktan sonra, dönmedigrtakdirde annesine gönderilmek üzere, bir veda mektubu yazıp ona teslim etti. B) Biçilmiş tarlaların ortasında islak bir halat gibi par- Jayarak uzanan patikaya giderken karşı tepelerin birinde yüksek bir taş bina gözüme ilişti. Cleokyüzünün doğu kıyısı yavaş yavaş ağarıyordu, köyün sessizliğinde ansızın birtakım ayak patirtila- ni, mahmuz şakırtıları duyuluverdi. / o Insanlar ceketleri kollarında, beyaz mendilleri el- Terinde dolaşıyor, sucu dükkânlarına, şerbetçilere koşuyorlardı. E Sabahları erkenden işime gider, oğle ve akşam yemeklerini küçük bir aşçı dükkânında veresiye 21. İlk gençliğimizin diğim yazma ode yordum. Aylardar gündü ve ben sic bir kaldirim kena elbette sıkışik de yadirganmazdı. nüyordum. O dü andırarak parlad birinin, o bir anli dum? Fakat bun duğum işin zorlu senin hayatı, yal ibaret değildi. Oy onun öncesine b ana gelinceye de gun biçimde anla bir serüven anlat da sikilmiş birini bilincine vardiği ibaretti. Bu parçanın anl gisi söyleneme A Somutlastus BY Birinci kişilia C) Yinélemelerd Benketme ya E) kişileştirmey yer ve akşamları erkenden eve dönerdim. AYDIN YAYINLARI