Türkçe 29. Bilge bir gezgin hakkında bir hikâye vardır. Bilge; ka- ranlık ve fırtınalı bir havada, dibinde olgun buğdaylar- la k
Türkçe 29. Bilge bir gezgin hakkında bir hikâye vardır. Bilge; ka- ranlık ve fırtınalı bir havada, dibinde olgun buğdaylar- la kaplı küçük bir tarla olan büyük bir vadiden aşağı yürüyormuş, Yabani otların arasında ve karanlık göğün altında, rüzgârın usulca dalgalandırdığı kare şeklinde bir parıltı oluşturuyormuş tarla. Gezgin, ağır adımlarla yürürken bu güzel görüntünün tadını çıkarıyormuş. Çok geçmeden, yorucu bir günün ardından başı önde evi- ne dönen bir çiftçiyle karşılaşmış ve adamı durdurup kolunu sıkarak içten bir sesle, "Teşekkür ederim." de- miş. Çiftçi hafifçe irkilip "Sana verecek hiçbir şeyim yok zavallı adam!" diye karşılık vermiş. Bunun üstüne yaşlı gezgin yumuşak bir sesle, "Bir şeyler verdirtmek için teşekkür etmedim sana, zaten her şeyi vermiş ol- duğun için teşekkür ettim. Şu buğday tarlasıyla çocu- ğun gibi ilgilenmişsin, o da senin emeğinle kavuşmuş bugünkü güzelliğine. Şimdiyse sadece bir buğday ta- nesi ne kadar eder, ona bakıyorsun. Bense yürürken yol boyunca beslendim o tarlanın altın sarısıyla." diye- rek tebessüm etmiş. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) İnsanların doğayla kurduğu ilişkinin zaman içeri- sinde farklılaştığına B) Bireysel yaratım için tek başına yürümenin en iyi seçenek olduğuna C) İnsanın yürürken yalnız olmadığı, doğadaki varlık- ların ona eşlik ettiğine D) Bireylerin kendini gerçekleştirmesinde hayal gücü- nün etkili olduğuna E) Yürüme eyleminde seçilen zamanın yadsınamaz bir etkisi bulunduğuna