Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

Türkçe 7. Çok gezen, ancak öğrenmek gibi bir amacı varsa çok okuyandan çok bilir! Bu cümle aşağıdaki metinlerden hangisinin ana

Türkçe
7.
Çok gezen, ancak öğrenmek gibi bir amacı varsa çok okuyandan çok bilir!
Bu cümle aşağıdaki metinlerden hangisinin ana fikridir?
A
AÇok gezen mi çok okuyan mı daha çok bilir tartışmasına turistik gezi yapanların dâhil olmasını kabul etmiyo-
rum. A

Türkçe 7. Çok gezen, ancak öğrenmek gibi bir amacı varsa çok okuyandan çok bilir! Bu cümle aşağıdaki metinlerden hangisinin ana fikridir? A AÇok gezen mi çok okuyan mı daha çok bilir tartışmasına turistik gezi yapanların dâhil olmasını kabul etmiyo- rum. Adamın cebinde parası var; orası senin, burası benim geziyor. Gezmek derken bu gezi sadece gezi... Ilgisi; gittiği yerin plajlarına, yemeklerine ve alışveriş merkezlerine yönelik. Sonra böyle insanlar gelip dost meclislerinde ahkâm kesiyorlar. Bu insan belki de gittiği ülkenin yerel halkıyla hiç konuşmadı, sokaklarının kokusu bir kere bile içine çekmedi. Bu insanın gittiği yerde yeni bir şeyler öğrenmek için ne bir isteği ne bir çabası vardı. Buradan rica ediyorum bu insanlar yukarıda söylediğim tartışmanın dışında dursunlar. AIRS OF WISIN 340 Saniye NISTE B) Bir okulda öğretmenlik yapıyordu. Içindeki isteğe karşı koyamadı. Babadan kalan evleri, tarlaları sattı. Parasını Mer cebine koyup yolculuğa başladı. Geziyordu, bundan başka hiçbir amacı yoktu. Tek derdi güneşin doğuşunu ya da batışını farklı bir manzaradan izleyebilmekti. Bir de denizin maviliğine hayrandı. Şu dünya üstünde denize kıyısı olan ne kadar memleket varsa görmeyi kendine görev edinmişti. Parası bitince yolculuğu da bitti. Mem- leketine geri döndü. "Yediğin, içtiğin senin olsun; bize gördüklerini anlat." dediler. "Ne bulduysam onu yedim. Gördüğüme gelince: bir mavi deniz, bir sarı güneş... O da nereden baksam aynı görünüyordu." dedi. k kuvvetlidir azdı. Akşama kadar bir başıma oturdum ve kendimi kitapların dünyasına bıraktım. Okuduğum kitapların sayı-gelenes marca bir kütüphanede memurluk yaptım. Güzeldi, büyüktü, kitaplarım çoktu ama kitaplarımın müşterisi kurtard sını bilmem, tahmin bile edemem. Bu böyle kesintisiz otuz yıl sürdü. Ta ki emekli olana kadar... Emekli olunca önce eve sığındım. Evdeki kitaplığım da yabana atılır cinsten değildi. Birkaç yıl da orada devam ettim. Sonra eşimin aklına uydum, bir gün arabaya atladığımız gibi vurduk kendimizi güneye. Bir gün, üç gün, beş gün... Dünya kitaplarda çok daha güzel bir yerdi. Kitaplarda okuduğum yerleri gözlerimle görünce kitaplarıma geri dönmek istedim. juu horumasin dil arasundaki iginlerindendi Soyundurigue Dostoyevski'nin 700 sayfada anlattığı budala adamı tanımak için aslında bu adamı bulup ona yedi dakika bak- sulle duy mak bile çoktur. Tabii ki bakmasını bilene... Paris'i Victor Hugo'dan sayfalarca dinleyeceğinize Paris'in sokak- larında amaçsız bir biçimde bir gün gezmek yeterlidir. Bir şey öğreneceğim; bilgimi, görgümü artıracağım diye romanlara, anılara, denemelere sığınan insanlara şaşarım. Kim demiş çok okuyan bilir? Gezen adam görür, gören adam öğrenir. Nereyi gezdiğinin de bir önemi yoktur, gezdiği yerde ne gördüğünün de... İlla ki adımları onu ileriye taşıyacak, illa ki çevresindeki olan bitenden bir şeyler anlayacak!.. jüksch begen balen Turk wyyanun ge yukoch ber filem de you