Türkçe Dere kenarında huysuz bir kavak ağacı yaşarmış. Ne zaman rüzgâr esecek olsa homurdanırmış. Bir gün dayanamamış ve içindek

Türkçe Dere kenarında huysuz bir kavak ağacı yaşarmış. Ne zaman rüzgâr esecek olsa homurdanırmış. Bir gün dayanamamış ve içindekileri söylemiş rüzgára. -Yahu rüzgâr kardeş, nesin sen? Esip esip beni rahat- sız ediyorsun. Rüzgâr, bu sözlere çok alınmış ve başka diyarlara git- miş. Günler geçmiş, sonbaharda kavak ağacının da yaprakları bir bir dökülmüş. Kış mevsimi de rüzgârsız geçmiş. Tüm bu süre boyunca kavak ağacı hâlinden çok memnunmuş. Gel gör ki ilkbahar geldiğinde ne kavak ağacı ne de diğer ağaçlar çiçek açmış, yaprak vermiş. 5. Ağaçların aşılanmasında, yaprak ve çiçek açmasında rüzgârın büyük bir öneme sahip olduğunu anlamış ka- vak ağacı. Ne kadar pişman olsa da rüzgârı geri getire- memiş. Kurumaya başladığında dilinden şu sözcükler dökülmüş: A) Atılan ok geri dönmez. B) Mızrak çuvala sığmaz. VITAMIN Metinde üç nokta ile gösterilen yere aşağıdaki ata- sözlerinden hangisi getirilmelidir? C) Eğilen baş kesilmez. D) Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur. Aşağıc ağaçla A) Bi sa bi B) VITAMIN C