Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

TYT 24. Modernizmin eksiklerini gidermek için çıkılan bu yolda yeni roman anlayışının oldukça başarılı olduğu söyleniyor. Bu anl

TYT
24. Modernizmin eksiklerini gidermek için çıkılan bu yolda yeni
roman anlayışının oldukça başarılı olduğu söyleniyor. Bu
anlayış, eski metinlerden ve farklı anlatım olanaklarından
yararlanıp kendi çarpık düzenini oluşturmayı sanat
zannetmese daha iyi o

TYT 24. Modernizmin eksiklerini gidermek için çıkılan bu yolda yeni roman anlayışının oldukça başarılı olduğu söyleniyor. Bu anlayış, eski metinlerden ve farklı anlatım olanaklarından yararlanıp kendi çarpık düzenini oluşturmayı sanat zannetmese daha iyi olacak. Zaten eski ile yeni arasında bir yerlere yerleşmiş durumda. Bu çok açık. Fakat okuyucu bu parçalı roman yapısının içinde âdeta kayboluyor. Okuyucu neyi ne ile karşılaştıracağını bilemediği için arafta kalmış durumda. Geleneksel yapıdan iyice uzaklaştığı için hayatın neresinde olduğunu kaybetmiş gibi görünüyor. Oysa roman, okuyucuya net bir düşünce biçimi sunmasının yanında anlaşılır bir yol haritası da vermelidir. TÜRKÇE Bu parçaya göre eleştirmenin roman türüne yönelik eleştirisi aşağıdakilerden hangisidir? A) Yeni düşünce biçimlerini yeterince irdelemeden okura sunması B) Yapısındaki düzensizliğe ek olarak okura çıkış yolu sunmaması C) İçerikte ele alınan konuların okura yeterince aktarılamaması D) Okuyucuları sadece eğlendirmeyi amaç edinmesi E) Modern bireyi kendine yabancılaştıran anlatım yollarına başvurması 25. 26.

Paragrafta Konu-Ana Düşünce İle İlgili Yeni Sorular
Tümünü Gör
1. Tarihi bilen ama bilgilerini gösterişli bir mücevher gibi
kullanmayan, yazdıklarına yediren bir yazardır o.
II. Ben, okura yazılarıyla değil yaşamıyla da mesaj vere-
cek yazarların büyük yazar olacağına inanırım.
III. Yazar, düşüncelerini yazınsallığın toprağında gelişti-
ren, bunları yalın bir dille anlatmayı bilen kişidir.
IV. O, gözlem ve araştırmalarıyla elde ettiği ayrıntıları
doğrudan değil, yapıtın harcına katarak sunuyor.
Bu cümlelerdeki altı çizili sözlerden hangileri, anlam-
ca birbirine en yakındır?
A) I ile II
D) II ile III
B) I ile III
E) III ile IV
C)) I ile IV
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
1. Tarihi bilen ama bilgilerini gösterişli bir mücevher gibi kullanmayan, yazdıklarına yediren bir yazardır o. II. Ben, okura yazılarıyla değil yaşamıyla da mesaj vere- cek yazarların büyük yazar olacağına inanırım. III. Yazar, düşüncelerini yazınsallığın toprağında gelişti- ren, bunları yalın bir dille anlatmayı bilen kişidir. IV. O, gözlem ve araştırmalarıyla elde ettiği ayrıntıları doğrudan değil, yapıtın harcına katarak sunuyor. Bu cümlelerdeki altı çizili sözlerden hangileri, anlam- ca birbirine en yakındır? A) I ile II D) II ile III B) I ile III E) III ile IV C)) I ile IV
20. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışı-
na göre aşağıdakilerden hangisi getiri-
lebilir?
A) Yazarken temel amaç, hissettiklerimi-
zin ne kadarını yazabildiğimizi görmek-
tir.
BSöz uçar, yazı kalır; yazının farklı bir
gizeminin oluşu da buradan gelir.
CV Çünkü herkes yazdıklarıyla kalıcılığı
yakalayacağına inanır.
D) Cevabını bilemediğim tek soru da yazı-
dan önce insan ne yapardı?
E) Yüzyıllar boyunca, yazı yazmak, insanı
mutlu eden tek uğraştı.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
20. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışı- na göre aşağıdakilerden hangisi getiri- lebilir? A) Yazarken temel amaç, hissettiklerimi- zin ne kadarını yazabildiğimizi görmek- tir. BSöz uçar, yazı kalır; yazının farklı bir gizeminin oluşu da buradan gelir. CV Çünkü herkes yazdıklarıyla kalıcılığı yakalayacağına inanır. D) Cevabını bilemediğim tek soru da yazı- dan önce insan ne yapardı? E) Yüzyıllar boyunca, yazı yazmak, insanı mutlu eden tek uğraştı.
1. Bozkurt destanında kullanılan kurt motifi; güçlü, kurta-
rici, yol gösterici bir sembolü temsil eder.
Türk adının ilk kez kullanıldığı Göktürk Devleti'nin
bayrağında bir kurt başına yer verilmiştir.
Yukarıda verilen Il numaralı cümleyle ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) I cümlede ifade edilenle ilgili çelişen bir bilgiye yer
verilmiştir.
B)
cümledeki kavramın gerekçesi açıklanmıştır.
C) cümlede dile getirilen ifadenin bir sonucu anlatılmış-
tır.
D) I. cümledeki açıklamanın yol açtığı değişiklik ifade
edilmiştir.
E) I. cümledeki yargının Türk devletlerindeki sonucuna
değinilmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
1. Bozkurt destanında kullanılan kurt motifi; güçlü, kurta- rici, yol gösterici bir sembolü temsil eder. Türk adının ilk kez kullanıldığı Göktürk Devleti'nin bayrağında bir kurt başına yer verilmiştir. Yukarıda verilen Il numaralı cümleyle ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisi söylenebilir? A) I cümlede ifade edilenle ilgili çelişen bir bilgiye yer verilmiştir. B) cümledeki kavramın gerekçesi açıklanmıştır. C) cümlede dile getirilen ifadenin bir sonucu anlatılmış- tır. D) I. cümledeki açıklamanın yol açtığı değişiklik ifade edilmiştir. E) I. cümledeki yargının Türk devletlerindeki sonucuna değinilmiştir.
24. Roman, kurmaca esasına dayalı bir edebî türdür;
yeniden inşa sayesinde mevcut malzeme değişerek
yeniden kurgulanır. Sanat eseri; sanatçının kültürü,
dünya görüşü ve psikolojisinin yönlendirmeleriyle
şekillenerek yeni bir bütün hâlini alır. Hâlbuki tarih,
şahsiliği temel bir özellik hatta ayrıcalık olarak kabul
eden sanatın aksine nesnellik ilkesine bağlı kalmak
zorundadır; sebepleri ve sonuçlarıyla açıklanabilir
olmalıdır. Tarihçi, ideolojisi ve eğitimi gibi sebepler-
le ne kadar yorum hakkına sahipse de bu yorum-
ları kabul edilebilir; geçerli belgelerle ispat etmekle
yükümlüdür. Belgeler üzerinde gerçek dışı yorumlar
yapmaz ve kendini fantezilerine kaptırmaz.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler-
den hangisidir?
A) Tarihin tarafsızlığa, sanatın ise kişiselliğe da-
yandığı
B) Sanılanın aksine tarihin de birtakım öznel veri-
lerle dolu olduğu
C) Sanatçının kültür ve dünya görüşünün yazdığı
eser üzerinde etkili olduğu
D) Hem tarih hem de sanatta sebep-sonuç ilişkisi-
nin önemli olduğu
E) Tarihçinin de ideolojisi ve eğitimi gibi sebeplerle
yorum hakkına sahip olduğu
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
24. Roman, kurmaca esasına dayalı bir edebî türdür; yeniden inşa sayesinde mevcut malzeme değişerek yeniden kurgulanır. Sanat eseri; sanatçının kültürü, dünya görüşü ve psikolojisinin yönlendirmeleriyle şekillenerek yeni bir bütün hâlini alır. Hâlbuki tarih, şahsiliği temel bir özellik hatta ayrıcalık olarak kabul eden sanatın aksine nesnellik ilkesine bağlı kalmak zorundadır; sebepleri ve sonuçlarıyla açıklanabilir olmalıdır. Tarihçi, ideolojisi ve eğitimi gibi sebepler- le ne kadar yorum hakkına sahipse de bu yorum- ları kabul edilebilir; geçerli belgelerle ispat etmekle yükümlüdür. Belgeler üzerinde gerçek dışı yorumlar yapmaz ve kendini fantezilerine kaptırmaz. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir? A) Tarihin tarafsızlığa, sanatın ise kişiselliğe da- yandığı B) Sanılanın aksine tarihin de birtakım öznel veri- lerle dolu olduğu C) Sanatçının kültür ve dünya görüşünün yazdığı eser üzerinde etkili olduğu D) Hem tarih hem de sanatta sebep-sonuç ilişkisi- nin önemli olduğu E) Tarihçinin de ideolojisi ve eğitimi gibi sebeplerle yorum hakkına sahip olduğu Diğer sayfaya geçiniz.
27. Duyularımız bazen bizi aldattığına göre, hiçbir şeyin
göründüğü gibi olmadığını farz etmeliyim. Burada
sobanın karşısında oturduğumu nasıl bilebilirim.
Bundan emin olamam. Rüya ya da hayal görüyor
olabilirim. Ya da muzip bir şeytan benimle oyun oy-
nuyor olabilir. Kuşku duymayacağım tek şey, bir şey
düşünüyor olmam. Rüya gördüğümü, benimle alay
edildiğini ya da bir bedenim olmadığını düşünsem
bile bu böyle. O hâlde kesin olan bir şey var, o da bir
şeyin doğruluğundan şüphe etmek. Şüphe etmek
düşünmektir. Düşünmekse var olmaktır. Öyleyse
var olduğum şüphesizdir. Düşünüyorum, o hâlde
varım. İlk bilgim, bu sağlam bilgidir. Şimdi bütün
öteki bilgileri bu bilgiden çıkarabilirim.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşıla-
maz?
A) Aslolanın şüphe etmek olduğuna
B) Var olmanın düşünmekten geçtiğine
C) Duyularımızın bizi her zaman aldattığına
D) Şüphelerin düşünerek giderilebileceğine
E) Her bilgiye kuşku yoluyla ulaşılabileceğine
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
27. Duyularımız bazen bizi aldattığına göre, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını farz etmeliyim. Burada sobanın karşısında oturduğumu nasıl bilebilirim. Bundan emin olamam. Rüya ya da hayal görüyor olabilirim. Ya da muzip bir şeytan benimle oyun oy- nuyor olabilir. Kuşku duymayacağım tek şey, bir şey düşünüyor olmam. Rüya gördüğümü, benimle alay edildiğini ya da bir bedenim olmadığını düşünsem bile bu böyle. O hâlde kesin olan bir şey var, o da bir şeyin doğruluğundan şüphe etmek. Şüphe etmek düşünmektir. Düşünmekse var olmaktır. Öyleyse var olduğum şüphesizdir. Düşünüyorum, o hâlde varım. İlk bilgim, bu sağlam bilgidir. Şimdi bütün öteki bilgileri bu bilgiden çıkarabilirim. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşıla- maz? A) Aslolanın şüphe etmek olduğuna B) Var olmanın düşünmekten geçtiğine C) Duyularımızın bizi her zaman aldattığına D) Şüphelerin düşünerek giderilebileceğine E) Her bilgiye kuşku yoluyla ulaşılabileceğine
re-
de
ere
ya
a-
a
10. Şir zaten çok zor bir sanat dallı, bunu hepimiz kabul
ediyoruz. Bunun ötesinde farklı bir dilde yani anadilin
haricinde bir dilden gelen şiirleri, çeviri ile okumaya
başladığında, otomatikman bir sifir geride başlamış
oluyorsun. Anlatımı ağdalı ve zor bir dile de sahipse
eğer yazanın, işte o zaman oldu mu sana iki sifir. Böyle
eksileri aldıktan sonra zaten nedir ne değildir? Çözme
süresi de biraz geçiyor.
Birkaç satırda anlayabilirsen bazı kısımları ne ala ama
yok bulanıklaşırsa ilerleyen her kelime, işte-
L o zaman sana hitap etmesi zorlaşır o eserin.
II. o zaman şiire şiir derim ben.
III. o zaman kişide bir duygu izi bırakamaz. V
-
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre yu-
karıdakilerden hangileri getirilebilir?
B) Yalnız II.
A) Yalnız I.
D) I. ve II.
Yalnız III.
EN., II. ve III.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
re- de ere ya a- a 10. Şir zaten çok zor bir sanat dallı, bunu hepimiz kabul ediyoruz. Bunun ötesinde farklı bir dilde yani anadilin haricinde bir dilden gelen şiirleri, çeviri ile okumaya başladığında, otomatikman bir sifir geride başlamış oluyorsun. Anlatımı ağdalı ve zor bir dile de sahipse eğer yazanın, işte o zaman oldu mu sana iki sifir. Böyle eksileri aldıktan sonra zaten nedir ne değildir? Çözme süresi de biraz geçiyor. Birkaç satırda anlayabilirsen bazı kısımları ne ala ama yok bulanıklaşırsa ilerleyen her kelime, işte- L o zaman sana hitap etmesi zorlaşır o eserin. II. o zaman şiire şiir derim ben. III. o zaman kişide bir duygu izi bırakamaz. V - Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre yu- karıdakilerden hangileri getirilebilir? B) Yalnız II. A) Yalnız I. D) I. ve II. Yalnız III. EN., II. ve III.
38. Zygmunt Bauman, sosyolojiyi belli disipliner sınırların
dışında geniş bir düşünce âleminin ürünleriyle birlikte
harmanlayarak insanı ve içinde yaşadığı dünyanın te-
mel dinamiklerini anlamak adına göreve çağıran sos-
yolog-felsefecilerdendir. Bu açıdan sosyolog olsa da
entelektüel çalışmalarının boyutları bakımından bir filozof
sayılır haklı olarak. Derinlikli olduğu kadar açık seçikli-
ğiyle de dikkat çekicidir Bauman'ın çalışmaları. Modern
ile postmodern arasındaki muğlak alanı kateder sürekli
olarak. Ama asli olarak kendisinin modernist bir eleştirici
olduğunu söyleyebiliriz. Çalışmalarının ağırlık noktası, bir
anlamda Adorno ve Horkheimer'in "Aydınlanmanın Diya-
lektiği'ndeki aydınlanmacılık eleştirisinin sürdürülmesi
ve geliştirilmesidir. Modern dünyanın ahlaki, siyasal ve
kültürel sorunlarına yönelik sorgulayıcı bakış, aynı za-
manda sosyolojinin kavramsal ufkunun sorgulanmasını
da içerir. Bir düşünür olarak önermeleri, çıkarımları bazen
genellemeler olarak görünür ve tartışmalar yaratır ancak
Bauman hiçbir zaman düşünme süreçlerini oldubittiye
getirmez, indirgemeci bir yoldan medet ummaz.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi Zygmunt
Bauman'ın özelliklerinden biri değildir?
A Acelecilikten uzak durması
Felsefi yönünün bulunması
C) Ürünlerinin ayrıntılı ve anlaşılır olması
D) Tartışmaya açık görüşler ortaya koyması
E) Çağdaşlarının işlemediği temaları kullanması
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
38. Zygmunt Bauman, sosyolojiyi belli disipliner sınırların dışında geniş bir düşünce âleminin ürünleriyle birlikte harmanlayarak insanı ve içinde yaşadığı dünyanın te- mel dinamiklerini anlamak adına göreve çağıran sos- yolog-felsefecilerdendir. Bu açıdan sosyolog olsa da entelektüel çalışmalarının boyutları bakımından bir filozof sayılır haklı olarak. Derinlikli olduğu kadar açık seçikli- ğiyle de dikkat çekicidir Bauman'ın çalışmaları. Modern ile postmodern arasındaki muğlak alanı kateder sürekli olarak. Ama asli olarak kendisinin modernist bir eleştirici olduğunu söyleyebiliriz. Çalışmalarının ağırlık noktası, bir anlamda Adorno ve Horkheimer'in "Aydınlanmanın Diya- lektiği'ndeki aydınlanmacılık eleştirisinin sürdürülmesi ve geliştirilmesidir. Modern dünyanın ahlaki, siyasal ve kültürel sorunlarına yönelik sorgulayıcı bakış, aynı za- manda sosyolojinin kavramsal ufkunun sorgulanmasını da içerir. Bir düşünür olarak önermeleri, çıkarımları bazen genellemeler olarak görünür ve tartışmalar yaratır ancak Bauman hiçbir zaman düşünme süreçlerini oldubittiye getirmez, indirgemeci bir yoldan medet ummaz. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi Zygmunt Bauman'ın özelliklerinden biri değildir? A Acelecilikten uzak durması Felsefi yönünün bulunması C) Ürünlerinin ayrıntılı ve anlaşılır olması D) Tartışmaya açık görüşler ortaya koyması E) Çağdaşlarının işlemediği temaları kullanması
BBB
10. İstanbul'un eski baharları, Yahya Kemal'in büyük aşkı-
dir. Gurbette İstanbul'u hep âşinalıkları aşka dönüştüren
baharlarıyla hatırlar. Belki de bir gurbet dönüşü, Moda'da
şafaktan önce uyanır ve odasını bahar kokularıyla dolmuş
bulur. Bütün varlığı derin bir hazla büyülenmiş, anne top-
raktan yayılan bu sevgi oldukça ölümden korkulmayaca-
ğını, korkulmaması gerektiğini düşünmeye başlamıştır.
TYT
Bu parçada altı çizili sözle asıl anlatılmak istenen aşa-
`ğıdakilerden hangisidir?
A) Yıllar geçtikçe bahar aylarında hatıraların büyük bir
sevdaya dönüşmesi
B) Geçmişten gelen tanışıklıkların zamanla bahar mev-
simlerinde daha da kıymetlenmesi
C) Yaşanmışlıkların her baharda kökleşip insanı etkiler
hâle gelmesi
D) Geçmişte yaşanmış sevdaların her baharda hüzünle
hatırlanıyor olması
E) Gurbette yaşanan baharlarda hatıraların insanı sev-
giyle hayata bağlaması
11. Fast-food Türkçesi hızlı yemek anlamındadır. Fast
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
BBB 10. İstanbul'un eski baharları, Yahya Kemal'in büyük aşkı- dir. Gurbette İstanbul'u hep âşinalıkları aşka dönüştüren baharlarıyla hatırlar. Belki de bir gurbet dönüşü, Moda'da şafaktan önce uyanır ve odasını bahar kokularıyla dolmuş bulur. Bütün varlığı derin bir hazla büyülenmiş, anne top- raktan yayılan bu sevgi oldukça ölümden korkulmayaca- ğını, korkulmaması gerektiğini düşünmeye başlamıştır. TYT Bu parçada altı çizili sözle asıl anlatılmak istenen aşa- `ğıdakilerden hangisidir? A) Yıllar geçtikçe bahar aylarında hatıraların büyük bir sevdaya dönüşmesi B) Geçmişten gelen tanışıklıkların zamanla bahar mev- simlerinde daha da kıymetlenmesi C) Yaşanmışlıkların her baharda kökleşip insanı etkiler hâle gelmesi D) Geçmişte yaşanmış sevdaların her baharda hüzünle hatırlanıyor olması E) Gurbette yaşanan baharlarda hatıraların insanı sev- giyle hayata bağlaması 11. Fast-food Türkçesi hızlı yemek anlamındadır. Fast
5. Patetik yanılgı, ilk kez XIX. yüzyılda İngiliz eleştirmen
John Ruskin'in kullandığı, zamanla edebiyat terimine
dönüşmüş bir kavramdır. Bu kavram, insanın doğa veya
bir cansiz nesne karşısında hissettiklerinin, sanki
nesnenin özelliğiymiş gibi anlatılması anlamına gelir.
Örneğin "zalim gece den. "ağlayan ırmak'tan, "yash
deniz'den söz ettiğimizde, patetik yanılgının
alanındayızdır. Burada, artık doğanın üzerimizdeki
wwww
A) bizimle özdeşleşmiş yapısından
B) ona yansıttığımız duygulardan
C) taşıdığı gerçekliğin derinliğinden
E) üretken ve besleyici yönlerinden
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
5. Patetik yanılgı, ilk kez XIX. yüzyılda İngiliz eleştirmen John Ruskin'in kullandığı, zamanla edebiyat terimine dönüşmüş bir kavramdır. Bu kavram, insanın doğa veya bir cansiz nesne karşısında hissettiklerinin, sanki nesnenin özelliğiymiş gibi anlatılması anlamına gelir. Örneğin "zalim gece den. "ağlayan ırmak'tan, "yash deniz'den söz ettiğimizde, patetik yanılgının alanındayızdır. Burada, artık doğanın üzerimizdeki wwww A) bizimle özdeşleşmiş yapısından B) ona yansıttığımız duygulardan C) taşıdığı gerçekliğin derinliğinden E) üretken ve besleyici yönlerinden
6. Çocuklardaki merak duygusu, onları yetişkinlere
anlamsız gelebilecek sorular sormaya itmektedir;
böyle durumlarda çocukların taleplerine ket vurmamak
amacıyla doğru yönlendirmeler yapılmalıdır.
Aşağıdakilerin hangisi bu cümlede anlatılmak
istenenle anlamca aynı doğrultudadır?
A) Çocukların anlamlı ya da anlamsız tüm
soruları akrabaları tarafından tutarlı bir biçimde
yanıtlanmadığında önemli sorunlar ortaya çıkabilir.
B) Meraklı çocuklar ile ilgilenmek, yetişkinlerin başat
görevidir; bu konuda ebeveynler en uygun öğrenme
ortamlarını oluşturmaktan sorumludur.
C) Çocukların büyüklere manasız gelen sorular
sormasını eleştirmek veya engellemek yerine bu
soruları sormaları için onlar teşvik edilmelidir.
D) Tabiatları gereği çocuklar sürekli sorular sorarak
yetişkinleri zorlayabilir; böyle durumlar için yetişkinler,
kendilerini sürekli geliştirmelidir.
E) Çocuklar, ebeveynleri tarafından doğru
cevaplanmayan her soruda geleceklerini düşünerek
kendi araştırmalarını yapmalıdır.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu-Ana Düşünce
6. Çocuklardaki merak duygusu, onları yetişkinlere anlamsız gelebilecek sorular sormaya itmektedir; böyle durumlarda çocukların taleplerine ket vurmamak amacıyla doğru yönlendirmeler yapılmalıdır. Aşağıdakilerin hangisi bu cümlede anlatılmak istenenle anlamca aynı doğrultudadır? A) Çocukların anlamlı ya da anlamsız tüm soruları akrabaları tarafından tutarlı bir biçimde yanıtlanmadığında önemli sorunlar ortaya çıkabilir. B) Meraklı çocuklar ile ilgilenmek, yetişkinlerin başat görevidir; bu konuda ebeveynler en uygun öğrenme ortamlarını oluşturmaktan sorumludur. C) Çocukların büyüklere manasız gelen sorular sormasını eleştirmek veya engellemek yerine bu soruları sormaları için onlar teşvik edilmelidir. D) Tabiatları gereği çocuklar sürekli sorular sorarak yetişkinleri zorlayabilir; böyle durumlar için yetişkinler, kendilerini sürekli geliştirmelidir. E) Çocuklar, ebeveynleri tarafından doğru cevaplanmayan her soruda geleceklerini düşünerek kendi araştırmalarını yapmalıdır.