Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

TYT 4. MODUL Anlatım Biçimleri Betimleyici. oykulegici 2 min larici Tortismoel SIRA SENDE Aşağıdaki metinlerde ağır basan anlatı

TYT
4. MODUL Anlatım Biçimleri
Betimleyici.
oykulegici
2 min larici
Tortismoel
SIRA SENDE
Aşağıdaki metinlerde ağır basan anlatım biçimlerini belirleyiniz ve metinlerin altlarında belirtilen yerlere yazınız
1. Mehtap, küçük koyu aydınlatıyor. Denizin ölü d

TYT 4. MODUL Anlatım Biçimleri Betimleyici. oykulegici 2 min larici Tortismoel SIRA SENDE Aşağıdaki metinlerde ağır basan anlatım biçimlerini belirleyiniz ve metinlerin altlarında belirtilen yerlere yazınız 1. Mehtap, küçük koyu aydınlatıyor. Denizin ölü dalgaları başından geçenleri kıyıya anlatıyor. Hafif bir meltem, gecenin sıcaklığını bastırmak için tüm soluğunu harcıyor. İkimiz de susuyoruz. Konuşmak yasak sanki... Zaten konuştuğumuz an bu sihirli büyü bozulacak. İç dünyalarımız doğanın görkemiyle bir olmuş. Suskunluğumuzun gürültüsü yetiyor bize. 2. Sözcükler anlamlı ses birimleridir. Başka bir deyişle nesnelerin ve varlıkların yerini tutan birer göstergedir. As- lında özel adlar dışında hiçbir sözcük, tek bir nesnenin adı değildir. Çünkü bir sözcük; kimi yönleriyle ötekiler- den ayrılan, birbirlerine daha çok benzeyen, türdeş birçok nesnenin ortak adıdır. Söz gelimi çiçek sözcüğü bel- li bir çiçeğin değil, çiçek olma özelliği taşıyan tüm bitkilerin ortak adıdır. 3. Yirmi yaşından fazla göstermeyen bir genç, çadırın önünde, yan yatırılmış el arabasının üstüne oturmuş; saz çalıyordu. Fenerin aydınlattığı alnı, ter damlalarıyla kaplıydı. Sazının sapı, şaşırtıcı bir süratle aşağı yukarı ka- yan parmaklarının altında bir canlı gibi titriyordu. Tellere vuran sağ eli, küçük fakat kendinden emin hareketler yapıyordu. 4. Küçük Ayşe, sabahtan beri önünde mekik dokuduğu yüksek bez tezgâhından kalktı. Yorgun yorgun gerindi. Bu gün evde yapayalnızdı. Babasıyla kardeşleri dün erkenden kasabaya, pazara gitmişlerdi. Annesiyle ablası da komşudaydılar, belki Zaimlerde... Gözlerini ovuşturdu. Yavaş yavaş sofanın duvarındaki sarı çerçeveli aynaya yaklaştı. Kendine baktı. Beyazları azalan kömür gözleri uykudan henüz kalkmış gibi uykuluydu. 5. Yaşadığımız günleri duyurur bize edebiyat dergileri. Yaşamı kalıcı yanlarıyla verir. Hele en taze şiirler, dizeler!.. Ataç, "Ölürken bana en genç şairin en son şiirinden dizeler okusunlar." demiş. Ben de her sabah uyanır uyan- maz her gece yatmadan önce, en yeni dizeleri okurum. Taze dizelerle yaşamak kadar kişiyi gençleştiren, yaşa- ma bağlayan bir şey olamaz. Ne demiş Baudelaire: "Sağlıklı bir kişi yirmi dört saat ekmeksiz yaşar ama şiirsiz asla!" Şiir okumanın tadını alırsanız siz de hak verirsiniz bu söze. Anlatım Biçimleri 1. 6. İstanbul'un İstiklal Caddesi. Ortasında tramvay yolu; cadde boyunca dizili dükkânlar, pasajlar, sinemalar, han- lar... İstiklal Caddesi'ne paralel olarak uzanan Beyoğlu'nun arka sokakları... Niye "arka sokaklar" diye biliniyor? Ne bileyim, belki de itilmişleri, kakılmışları barındırdığı için böyle anılıyor. İşte eskicilerle, antikacılarla, film şirket- lerine kostüm, aksesuar kiralayan dükkânlarla dolu bir han!.. Artistler, figüranlar sık sık gelir giderlerdi bu dükkân- lara. Hanın çaycısı, artistlerin çoğundan imzalı fotoğraf almış; çay ocağının derme çatma panosuna asmıştı. 10 Öğrenimden amaç bilgi yükdü bir yiğn gildir, bazılarının savunduğunun aksim den amaç, düşürmeyi öğrenmektir. I lan, bu konuyla ilgili, "İnsan, düşünc duyar; her şeyden faydalanan, her şe kan, başa geçip yöneten şey düşün lan her şey kör, sağır ve cansızdır." da düşünmeyi öğrenmek, körlükten kurtulmak demektir. 2. 7. Şu ünlü "genç şairlerimizden" sözüne oldum olası akıl sır erdirememişimdir. Bu yolda saçını ağartmış, çok sa- yıda şiir kitabı yayımlamış, şiirseverler olarak neredeyse yirmi yıldır adını işittiğimiz, dergilerde şiirlerini severek okuduğumuz, ödüller kazanmış şairlerimizin kim bilir kaç kez bu sifatla anıldığını gördüm. Acaba bizim eleş- tirmenlerimiz, tanıtıcılarımız hangi haklı gerekçelerle bir türlü kabullenemiyor kimi şairlerimizin büyümesini, kı- demliler arasına karışmasını? Yoksa onların yaşlarını, Dağlarcaların, İlhan Berklerin yaşları ile karşılaştırınca mi uygun görüyorlar bu "genç" sifatını? Bu parçanın anlatım biçimi a hangisidir? A) Tartışma B) Açıklama D) Betimleme E) T Osmanlıca, roman dili değil; ro oldu. Kuşkusuz kaçınılmaz bir c bir olayın ya da olay dizilerinin romanci, roman sorunsalı 0 Bir üslup bile söz konusu de sa romanın salt "anlatmak" de den bilsin Namık Kemal ya di? Dilediğince okusun çağ okuduğu ve algıladığı yalnız Bu parçanın anlatım b hangisidir? A) Karşılaştırma C) Tartışma E) Açıklama 3. Sabahtan beri yürüyor sarp keçi yolları bazer luyor, bazen sık func sivri sivri kayalar görü yordu. Ayı avına gid re" köyünün en nan tırmanacağımız yüks uzağındaydık. Vaki yordu. Güneş yoktu dıran duman, gökte tırlatırken gamli gu Bu parçanın anla çimi aşağıdakile A) Betimleme D) Tartis