Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

"Uçsuz bucaksız bir ormandayız şimdi. Karanlıklar ortasında kaybolmuşuz. Bir kuyunun dibine düşmüş gibiyiz, duyulmuyor sesimiz N

"Uçsuz bucaksız bir ormandayız şimdi. Karanlıklar ortasında kaybolmuşuz. Bir
kuyunun dibine düşmüş gibiyiz, duyulmuyor sesimiz Nefesimiz kabarıyor,yüreğimiz
daralıyor ve
gittikçe artıyor yalnızlığımız
Uzaklardan, çok uzaklardan bir çığlık işitiyoruz. Bir h

"Uçsuz bucaksız bir ormandayız şimdi. Karanlıklar ortasında kaybolmuşuz. Bir kuyunun dibine düşmüş gibiyiz, duyulmuyor sesimiz Nefesimiz kabarıyor,yüreğimiz daralıyor ve gittikçe artıyor yalnızlığımız Uzaklardan, çok uzaklardan bir çığlık işitiyoruz. Bir hayat işığı, bir ses, bir varlık yansıması; kendine çağırıyor bizi. Ormanı çığlığa boğarak, düşüncemizi dağıtarak çağırıyor. Çağrıya uyup o sesle birleşiyoruz Ses bizi bütünlüyor, yüzümüz aydınlanıyor ve yüreğimiz duruluyor. O ses bize çok yakın, tanıdık bize. O, bizim eski, bizim çocuk sesimiz. Kopup giden, aşınan ve şehirde yiten yanımız, çocukluğumuz Herkesin bir çocuk yanı vardır. Bastırılmış, korkutulmuş ve kovulmuş çocukluğu... 'çocuklaşma!' der büyükler. Aslında, bilmeden 'kendin gibi, özünde olduğun gibi davranma' demek isterler. Ne çıkar çocuklaşsa insan? Kirletilmemiş günlerdeki kendine dönse ne olur? Çocukça duygularımız büsbütün kuruyunca damarlarını yitirmiş bir ırmak gibi kalmaz mıyız ortalıkta?"