uğunuzu bir ma, paylaş- irçok insan, konusunda mizde tam yuran kişi, -e belki de niz, göre- oluştu iyilik. 1 dü- V 17. I. Mola v

uğunuzu bir ma, paylaş- irçok insan, konusunda mizde tam yuran kişi, -e belki de niz, göre- oluştu iyilik. 1 dü- V 17. I. Mola verdiğimiz yerde konuştuğumuz bu insanlar, sıcağa rağmen çalışmak zorunda olduklarını söyle- diler. 8 II. Geçen yaz İstanbul'un bunaltıcı ve sıkıcı havasın- dan kurtulmak için Antalya'ya doğru yola çıktık. III. İçlerinden biri üzerine kar yağmış gibi duran pamuk tarlasını göstererek sıcaktan korkarsan onlar elimize ekmek olarak geçmez ki, dedi. IV. Yol boyunca Anadolu insanlarının çileli yaşamını ya- kından izleme olanağı bulduk. V. Güneşin yakıcı sıcağına aldırış etmeden tarlalarda pamuk toplayan insanlar, sanki sıcaktan hiç etkilen- miyorlardı. Numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluştura- cak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? B) II C) III D) IV E) V 19. (1) Bir ülkeyi anlamak ve fotoğraf diliyle tür. (I) Bundan dolayı insanları anlamm kurabilme yetisine ihtiyaç duyulur. (II) fotoğrafçılarda bu özellikler kendini on toğraflarda gösterir. (IV) Belki de dür malarındaki sır burada yatar: (V) Y fotoğrafını yaşayanların gözüyle çekr Bu parçada numaralanmış cümle sonra "Bu da samimi, saplantısız ve rekli kılar." cümlesi getirilmelidir? A) I C) III