una la Bir romanı, daha doğrusu bir anlatıyı, günlük yaşamdan ayıran en önemli özellik; günlük yaşamın gelişigüzel ha- reketlerl
![una
la
Bir romanı, daha doğrusu bir anlatıyı, günlük yaşamdan
ayıran en önemli özellik; günlük yaşamın gelişigüzel ha-
reketlerle, konuşmalarla dolu olmasına karşılık romanda
en küçük ayrıntıya kadar her şeyin işlevsel olmasıdır. Bu-
nun için bir cümleyi r](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20230326190007048532-330422.jpg?h=512)
una la Bir romanı, daha doğrusu bir anlatıyı, günlük yaşamdan ayıran en önemli özellik; günlük yaşamın gelişigüzel ha- reketlerle, konuşmalarla dolu olmasına karşılık romanda en küçük ayrıntıya kadar her şeyin işlevsel olmasıdır. Bu- nun için bir cümleyi roman cümlesi yapan şey, onun süslü püslü söylenmesi değildir, söylemek istediği şeydir. Anlatı yazan; cümlelerini yazarken işlevsellik sorununu, "çok an- Tamlılık"ı aklından çıkarmamak zorunda. Sartre'in o ünlü açıklamasını bir kez daha anımsatmak isterim: "Yazını bi- limsel iletişimden ayıran tek sesl), tek anlamlı olmayışıdır Dil sanatçısı, üzerlerine düşürdüğü ışıkla, verdiği ağırlıkla, sözcükleri değişik düzeylerde, birkaç anlama gelecek bi- çimde kullanabilen kişidir." 25. S Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) İyi bir romancı, gerçek yaşamı gözlemlerinden yola çı- karak ele alır. B) Bir yapıtın yazınsal açıdan başarılı sayılabilmesi için günlük dille kaleme alınmış olması gerekir. Çok anlamlılık ve işlevsellik sanatsal bir anlatıda bulun- ması zorunlu olan niteliklerdir. D) Bilimsel anlatılarda yazar mecazlı söyleyişlerden ola- bildiğince kaçınarak nesnel bir anlatım kurar. E Anlatılanı bütün yönleriyle ortaya çıkaran ayrıntıların romanlarda öyküden çok farklı bir işlevi vardır.