Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

URLARI birinin ağzından aktarılır. eğildir. Olaylara müdahale etme verilmiştir? Anlatıc hâlinde kulağına çarpan se Kendisinden b

URLARI
birinin ağzından aktarılır.
eğildir. Olaylara müdahale etme
verilmiştir?
Anlatıc
hâlinde kulağına çarpan se
Kendisinden büyük fakat ke
men hemen uyandı amay
izlemekti ama tuttuğum
ile bayan takımlarını tak
da tuttu, kapıyı dinled
n ikinci kez vurulm

URLARI birinin ağzından aktarılır. eğildir. Olaylara müdahale etme verilmiştir? Anlatıc hâlinde kulağına çarpan se Kendisinden büyük fakat ke men hemen uyandı amay izlemekti ama tuttuğum ile bayan takımlarını tak da tuttu, kapıyı dinled n ikinci kez vurulmas slarında bir çocuk du yemek yiyordu. B tekine bir şeyler f 4. ANLATICI HİKÂYENİN UNSURLARI 12 GUN İlahi bakış açısında anlatıcı; yaşanmış, yaşanan ve yaşanacak olan her şeyi bilir. Kahramanların akıllarından geçenlere, duy- gu ve düşüncelerine hâkimdir. Anlatıcı, anlattığı olayların dışında durur; üçüncü tekil şahıs ağzıyla konuşur. Bu metne göre aşağıdakilerden hangisi ilahi bakış açısıyla yazılmıştır? RU A) İstanbul Sarıyer'de babadan kalma mütevazı bir terzi dükkânına sahipti. Konfeksiyon imalatının gelişmesi nedeniyle iş- leri eskisi gibi iyi gitmiyordu. Eş dost ve birkaç yeni müşteri dışında fazla bir müşterisi yoktu. Kit kanaat geçiniyordu. Al- lah'tan dükkânı kendisine aitti ve kira bedeli ödemediği için seviniyordu içten içe. Son zamanlardaki geçim sıkıntısı iyi- ce dalgın yapmıştı kendisini. Akşam dükkânı kapatırken ütüyü fişte unutmuş ve çıkan yangın dükkânını kül etmişti. B) Küçük pencerelerden ağaran günün loş ışığı süzülüyordu. Rengi seçilemeyen halı, durgun bir gölün yüzeyi gibiydi. İçe- ride tuhaf bir koku ve biraz duman vardı. Yaşlı adam ortalıkta görünmüyordu. Dışarıdaki kargaların sesi daha da artmış- tı. İki arkadaş ayakkabılarını çıkardılar. Parmak uçlarına basarak yürüdüler halının üzerinde. Ev sahibi yaşlı adamın ke- sik, kısa öksürüğü içerideki odadan duyuldu. İkisi başlarını eğmiş, sessizce adamın koridora çıkmasını bekliyorlardı. Parkta, güvercinini gezdiren bir adam gördüm. Kuşun boynunda ince, deri bir tasma vardı. Tasmaya bağlı ip ise hava- landığında adamın omzuna konabileceği uzunluktaydı. Az önce sudan bir nedenle tartışmış, birbirlerini kırmış ve birbir- lerine küsmüş gibiydiler. Görünüşleri çok güzeldi. İnce, uzun boylu, kırlaşmış saçlan omuzlarına dökülen, altmış yaşla- rinda, sakin bir adamla uçması sınırlanmış, bahtsız ama son derece güzel bir güvercin. st-1 D) Sıcak ve alev gibi rüzgâr kasabaya öylesine el koymuş ki dışarıda kimsecikler kalmamış. Ortalıkta ne kediler var ne de köpekler. Kaldırım taşı döşeli sokağın başında bir bisikletli beliriyor. Rüzgâra karşı pedal basmaya çalışan kasketli ada- min bisikleti yalpalaya yalpalaya güçlükle ilerliyor. Uzun kollu, soluk mavi bir gömlek var üzerinde. Sivri burunlu kabılarının arkasına basmış. Gözlerini sabit bir noktaya dikmiş, ileriye bakıyor. ayak- bzelere ağıda- ir. + dir. + Idur.